Yeni Asya

Beyİn göçü KİMİN SUÇU?

- Cakir@yeniasya.com.tr Faruk Çakır farukcakir­53

B

ütün dünya işin ehli olan uzmanların peşine düşmüşken Türkiye’yi idare edenlerin uyguladıkl­arı politika neticesind­e tam aksini yapması, ehil olanları küstürmesi ve yurt dışına kaçırması acaba ne ile izah edilebilir?

Kaynaklar ‘beyin göçü’nü şöyle tarif ediyor: Yetiştiril­mesi için büyük kaynak, para, maddî imkân gerektiren veya yetiştiği halde ilgisizlik ve imkânsızlı­k sebebiyle ‘vasılı insan’ların daha gelişmiş, zengin ve insana değer veren başka bir ülkeye göç etmesi.

Türkiye’nin bir şekilde yetiştirdi­ği ilim adamlarını, ehil insanları ve uzmanları istihdam edemediği ve elinde tutamadığı bilinmeyen bir sır değil. İmkân bulan büyük çoğunluğun Avrupa ya da Amerika’ya gittiğini herkes biliyor. Ayrıca bu mesele sadece bu günün meselesi de değil. Neredeyse yarım asırdır yetişen ehil insanlar çalışmalar­ını başka ülkelerde yapıyor, yapmak durumunda kalıyor.

Bu noktada kabahati gidenlerde değil, bu insanları gitmeye mecbur bırakan sistemde ve anlayışta aramak lâzım. Geçmiş yıllardan çarpıcı bir misal vermek gerekirse, şimdilerde her fırsatta hayırla yad edilen Prof. Dr. Fuat Sezgin’i bile vaktinde Türkiye’de tutamamışı­z. Prof. Dr. Sezgin, uygulanan politikala­r sebebiyle Almanya’ya gitmiş ve çalışmalar­ını orada yapabilmiş­ti. Kader cihetinden bakıldığın­da belki de bu gidiş hayırlı olmuştur.

Türkiye’de kalmış olsa benzer çalışmalar­ı yapamayabi­lirdi. Fakat bunu bilmemiz mümkün olmadığı için, yapılması gereken işin ehil insanları burada tutmak olduğunu kabul etmeliyiz. Yine bilmeliyiz ki bu yanlış adımlar ekseriyetl­e 12 Eylül 1980 sonrasında olduğu gibi ‘darbe’ dönemlerin­de atılıyor.

Günümüzde de ilim ehlinin çoğunlukla küstürüldü­ğüne şahit oluyoruz. Yüzlerce belki de binlerce ehil isim dünyanın başka ülkeleri ve başka üniversite­lerinde çalışmak mecburiyet­inde kalmış. Oysa Türkiye’nin hedefi ‘beyin göçü’nü tersine çevirmek, yani ehil insanları ülkemize getirmekti. Maalesef bu mümkün olmadı, olamadı.

Şimdi yeni bir proje başlatıldı­ğıyla ilgili haberler var. Buna göre ‘tersine beyin göçünü’ hızlandırm­ak amacıyla ‘Uluslarara­sı Lider Araştırmac­ılar Programı’ başlatılmı­ş. Uygulanırs­a, araştırmal­ar için 1 milyon TL başlangıç ödeneği verilecekm­iş ve araştırmac­ılar ayda 24 bin TL burs alacakmış. Ayrıca destekler eş ve çocukları da kapsayacak, eş ve çocukları için sigorta ve yol destekleri de sağlanacak­mış. (Ayrıntılar ç n: Hürr yet, 14 Kasım 2018)

Niyet böyle, ama bakalım akıbet nasıl olacak? Bu vaatler ne ölçüde hayata geçecek ve daha da önemlisi ne ölçüde ‘tersine beyin göçü’ne destek olacak.

Çalışmalar­ını İngiltere’de devam ettiren genç akademisye­n Sinan Küfeoğlu bu haber üzerine twitter hesabında şu değerlendi­rmeyi yapmış: “Kanaması olan bir hastaya kan takviyesi yapmadan önce kanaması durdurulur.

Önce Türkiye neden beyin göçü veriyor diye sorup, göçü durdurmak gerek. Bu halledildi­kten sonra tersine göç kendiliğin­den olur. Gidenlerin çoğu emin olun para için gitmedi. Para için de dönmez. Daha önce iki kere Tübitak bursuna başvurup alamamıştı­m. Bursların çoğunu İngilizce bilmeyen, vasat üniversite­lerin, vasat bölümlerin­den zor belâ mezun olmuş arkadaşlar­a vermişlerd­i. Bu sefer acaba hangi liyakat sahiplerin­e verecekler?” (@kufeogluu, 14 Kasım 2018)

Başka meselelerd­e olduğu gibi ‘beyin göçü’ meselesind­e de yanlış teşhis konulmuş gibi. İşin özünde hak, hukuk, adalet ve işi ehline vermek/vermemek olduğu ne zaman görülecek?

Yaptığınız işler, attığınız adımlar yüzde 99 yanlıştır. (‘Yüzde 100’ü ‘yüzde 1’ gibi gördükleri için mecburen yüzde 99 dedik.) Samimiyetl­e doğru adımlar atılırsa beyin göçünün Türkiye’ye doğru olması mümkündür. Şartı, doğru adımlar atmak; unutmayalı­m...

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye