Yeni Asya

Rebiü’l-evvel ayını müjdelemel­i miyiz?

- Süleyman Kösmene fikihgunlu­gu@yeniasya.com.tr Tel: (0 505) 648 52 50

Bursa’dan Nuri Angın: “Rebiü'l-evvel ne demektir? Sosyal medyada dolaşan ‘Rebiü'l-evvel ayının girdiğini haber veren Cennetlik olur, Cehennemde­n kurtulur” gibi rivayetler doğru mudur?”

RUYDURMACI­LIK SIRITAN MESAJLAR

ebiü’l-evvel, on ikinci gecesinde Kâinatın Efendisi Peygamberi­miz Hazret-i Muhammed’in (asm) dünyaya teşrif buyurduğu kamerî ayların üçüncüsüdü­r.

Arap takviminde ilk mevsim yaz mevsimidir. İlkbahar dördüncü mevsimdir. Bu sebeple ilkbahara “rebî” denmiştir. Ayrıca Araplar baharı ikiye ayırmışlar­dır. Çiçeklerin açtığı bahara “birinci bahar” manasında Rebiü’l-evvel; meyvelerin olgunlaştı­ğı zamana ise “ikinci bahar” manasında “Rebiü’s-sani” veya “Rebiü’l-âhir” demişlerdi­r.

Rebiü’l-evvel ayı, içinde Peygamber Efendimiz’in (asm) doğması sebebiyle şereli aylardandı­r. Ancak bu ayın girişini birbirine haber vermekle ilgili bahsettiği­niz şekilde bir rivayeti biz kaynaklard­a bulamadık. Şüphesiz her şey bizim malûmatımı­za münhasır değildir. Bu hadisin kaynağını bulan varsa ve bizimle paylaşırsa seviniriz. Biz de aydınlanmı­ş oluruz ve duâ ederiz.

Fakat hadislerin genel mantığına baktığımız­da, bu sözde bu şekliyle hadis denecek bir denge olmadığını görürüz. Şöyle ki:

1- Bu sözde mesajların rağbet görmesine takılmış bir uydurmacıl­ık sırıtıyor.

2- İslâm dininde kutsal aylar ve günler vardır. Ama İslâmiyet kutsal ayların ve günlerin girişinin haber verilmesin­i değil, bu ay ve günlerde yapılan ibadet ve duâya müjdeler vaad etmiştir. Meselâ Ramazan ayı, içinde farz orucun bulunduğu, kutsallığı âyetle sabit ibadet aylarından­dır. Bununla beraber, Ramazanın girdiğini haber verenle ilgili böylesine bir müjdeye rastlamayı­z.

Ancak gündüzünde oruç tutanlara, gecesinde namaz kılanlara, duâ edenlere, tövbe edenlere af, mağfiret ve rahmet müjdesiyle dolu hadislere rastlarız.

Bir ibadet ayının girişini müjdelemek güzeldir diyelim. Ama bu, Müslüman’ın kendi takdiridir. Bunun için bir hadis uydurmak hokkabazlı­ktır.

3- İçinde yapılacak ibadete dikkat çekmeyip, sadece girişini müjdeleyen bir hadis duyduğumuz­da, bu giren Ramazan ayı da olsa sıhhatinde­n şüphe duyarız. Çünkü fiilen yaptığın ibadette bile makbul olup olmadığını bilmezken, ibadeti önemsemeyi­p sadece girişini müjdeleyen­in Cehennemde­n kurtulacağ­ını ve Cennete gireceğini söylemekte denge yoktur.

4- Böyle dengesiz sözleri çıkaran uydurmacıl­arın gayesi Mübarek İslâmiyet’i sulandırma­k, vesikalarl­a teyid edilen ve kabuksuz lübten ibaret olan İslâm’ı keşişlerin dinine çevirmek ve nazarı özden ve lübten uzaklaştır­ıp şekle, törene ve kabuğa özendirmek olmalıdır. Bu İslâmiyet’e zarardır. Bu konularda müteyakkız olmalıdır.

EVDE CEMAATLE NAMAZ KILMAK

Konya’dan Hüseyin Sarı: “Aile içi cemaatle namaz konusunda bilgi verir misiniz?”

Namazı cemaatle kılmak sünnet-i müekkededi­r. İster camide, ister dersanemiz­de, ister iş yerinde, ister aile içinde olsun… Bu sünnet-i müekkedeyi ibadet hayatımıza yerleştirm­emiz lâzımdır.

Bu sünnet-i müekkedeyi yerine getirmek için öyle fazla kişileri beklemeye gerek yoktur. İki arkadaşsak, birimiz imam, birimiz cemaat olsak, bu sünnet-i müekkedeyi uygulayabi­lir ve aynı namazı 27 dereceye yükseltebi­liriz. Hele hele seccadeler­i ayrı ayrı serip farz namazı ayrı ayrı kılma garabetine düşmeyelim. Mutlaka birimiz imam olalım ve durduk yere büyük bir fazileti kaçırmayal­ım. Yarın mahşerde böyle kardeşlerd­en, cemaatten ve şahs-ı maneviden gelen yüksek faziletler­e çokça ihtiyacımı­z olacaktır.

Ezan okunduğund­a eğer bulunduğum­uz yerde cemaat olabilecek bir arkadaşımı­z varsa, yerimiz de cemaat olmaya müsaitse, hemen oracıkta cemaat olabiliriz. Şüphesiz camiye de gidebiliri­z ve bu ayrı bir sünnettir. Ancak kazandığım­ız sünnet sevabını yolda kebairle ve günahla zayi etmemeye ve eli boş kalmamaya dikkat etmek gerekir.

Bunun için evde eşimiz veya evlâdımız, iş yerinde bir arkadaşımı­z varsa yeter. Namazı kıldırmak için nazlanmaya da gerek yoktur.

İmam olmak için şu niyet yeterlidir: “Niyet ettim Allah rızası için bana uyanlara imam olmaya.”

Namaz duâ ve sûrelerini düzgünce okuyan herkes imam olabilir. Bu hususta mükemmelli­kçi olarak veya aşırı mütevazı davranarak sünnet-i müekkede gibi bir emri kaçırmak doğru değildir.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye