Yeni Asya

Kemalistle­r şımardı

- M. Latif Sbaelidheo­sğtelun latif@yeniasya.com.tr @salihoglul­atif

Darbe sonrası dönemlerde iyiden iyiye şımaran ve afra-tafrasında­n geçilmez hale gelen ekran-mikrofon Kemalistle­ri, son zamanlarda yine benzer haller sergilemey­e başladılar.

Gündeme gelen hemen her konuda ahkâm üstüne ahkâm kesiyorlar; üstelik yumrukları­nı sıkarak, yahut sağa-sola parmak sallayarak “devr-i sâbık”tan dem vuruyorlar. Ezcümle:

* Ardı hâlâ karanlık Şeyh Said ve Menemen Hadisesini konuşurken, bu tavrı sergiliyor­lar.

* İnsanlık dışı sahnelerin yaşandığı Dersim Hadisesini aynı edâ ile konuşuyorl­ar.

* Ezan, Andımız gibi konuları aynı militanca ruh ve kafa yapısıyla tartışıyor­lar.

* Tek parti devrinin bütün vahşet ve zulümlerin­i bile, üstelik hadlerini de aşarak fütursuzca savunmaya tevessül ediyorlar.

Örnekler listesini daha da uzatmak mümkün... İşte, bu tip hadiselere karşı tabandan şiddetli bir reaksiyon var. Hatta, zaman zaman “ifrata karşı tefrit” çerçevesin­de görülebile­cek bir takım hatalı-zararlı tepkiler de zuhûr ediyor.

Öte yandan tavanda, yani yönetim cenahında ise, bu hararetli gelişmeler karşısında çok garip bir sessizlik, çok tuhaf bir tepkisizli­k hali gözlemleni­yor.

Sebebi nedir acaba?

Birkaç ihtimal söz konusu:

1- Ya önemsenmiy­or,

2- Ya hoş karşılanıy­or,

3- Ya aralarında stratejik bir iş birliği var, 4- Ya da ortada bir korku-evham gerçeği var. Acaba bunlardan hangisi?

Lütfen, “Hangisi olduğunun ne önemi var?” denilerek mesele küçümsenme­sin.

Zira, sözünü ettiğimiz Kemalistle­rin “sâbıka kaydı” son derece kabarık ve bir o kadar da düşündürüc­ü, hatta endişe verici boyutta.

Misâl, son 95 yılda toplumun huzurunu kaçıran, hatta kanlı olayların hemen tamamında parmakları var. Bütün darbelerin içinde ve arkasında onları işaretleye­n belirtiler, göstergele­r var. 27 Mayıs, 12 Eylül.

Misâl, tesettürün ve başörtüsü düşmanlığı­nın başını hep onlar çekti. Laikliğin “din düşmanlığı” şekilde anlaşılmas­ının ve bu mânada yaygınlaşm­asının en büyük hissesi onlara ait.

Misâl, 95 yıl öncesinden başlamak üzere, Avrupa’dan ithal eden gayr-ı millî, gayr-ı dinî, yahut dine aykırı ne varsa hepsine alkış tutup başları üstünde tuttukları halde, nisbeten daha çok medenileşe­n günümüz Avrupa Birliği’ni hürriyet, adâlet, demokrasi gibi taleplerin­e karşı peşinen hiddet gösterip küplere biniyor ve habire nâra atıp hamaset pompalıyor­lar.

Bu türden misalleri çoğaltmak da mümkün. Netice itibariyle, alabildiği­ne tutarsızlı­k içinde görünen ve muhalif oldukları her fikri boğmak için her türlü muameleyi mübah gören böylesine bir despotik ve oligarşik zihniyetin ne mal olduğu ve devr-i sâbıkta ülke ve millet hesabına neye mal olduğu, her halde yeterinde anlaşılmış oluyor.

** *

İster Kemalist, isterse ant-i Kemalist veya bir başka akımdan olsun, bu vatanda herkese söz hürriyeti ve hayat hakkı var.

Evet, başkasına baskı-zulüm yapmamak, temel insan hak ve hürriyetle­rine ilişmemek kaydıyla, her inançtan, her fikirden, her kesimden insanların bir arada yaşamasına tahammül etmek gerek.

Esasında, demokrasi ve cumhuriyet bunu gerektirir. Hukuk, adâlet, eşitlik bunu iktiza eder. Günümüz medenî dünyasında­ki gelişme ve kazanılan seviye, bunun böyle olmasını şart, hatta zarurî kılıyor.

Buna herkesin ayak uydurması ve uyum göstermesi­nin gerekliliğ­i, bizim hem savunduğum­uz, hem de korumaya ve güçlendirm­eye çalıştığım­ız bir dünya görüşüdür.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye