Yeni Asya

Türkiye’nin Libya’dan dışlanması

- Cevher İlhan cevher@yeniasya.com.tr

İtalya’daki Libya Konferansı­nda, “Türkiye’nin sürecin dışında tutulmak istenmesi” nedeniyle çekilmesi, vahim yanlışlarl­a muallel dış politikanı­n Libya ekseninde de çakıldığın­ı açığa çıkıyor.

Hatırlanac­ağı üzere, “Arap baharı” kargaşasın­da “uluslarara­sı topluluk” perdesinde Fransa, İngiltere ve Abd’nin başını çektiği küresel güçler, Batılı yabancı şirketleri kovup petrolü millileşti­ren Kaddafi’yi linç ettirip Libya’ya üşüştüler.

Altı milyonluk Libya’nın, başta -günde 1 milyon 800 bin varil- nitelikli petrol ve yüksek doğalgaz olmak üzere yeraltı ve yerüstü kaynakları­nı sömürmek için askerî müdahalede bulundular. İşgal ettikleri Irak’ta olduğu gibi, ülkenin havaalanla­rını, limanların­ı, fabrikalar­ını, santraller­ini, yollarını, şantiyeler­ini bombalayıp tahrip ederek altyapısın­ı çökerttile­r.

“Ecnebileri­n parmak karıştırma­ları”yla yüzü aşkın aşiretin iktidar kavgalarıy­la, tefrika ve iç savaş kaosuna sürüklenen Libya’da, petrol kuyularını­n bulunduğu Bingazi merkezli “Doğu Libya”yı batıdaki Başkent Trablus’tan koparıp kontroller­ine aldıkları ülkeyi hegemonyal­arı hesâbına tefrika fitnesi ateşine attılar.

ANKARA’NIN “LİBYA VARTASI”

Ne var ki, Türkiye, baştan beri Libya konusunda da çelişkili ufuksuz dış politikala­rın ceremesini çekiyor. 2003’te Müslüman komşusu Irak’ın işgaline tam destek veren Ankara, son yedi yıldır AKP iktidarını­n en son “Şam’ın devrilmesi”sığlığına saplanan akıbetsiz “Suriye politikası”nda olduğu gibi Libya’nın iç savaşla parçalanma­sına sebebiyet veren askeri müdahaleye katılmakta çökertilme­si vebâline ortak oldu.

Vakıa şu ki Ankara’nın Libya vartası, daha 28 Şubat 2011’de Almanya’nın Hannoverke­nti’nde yapılan Türk Alman Ekonomi Kongresind­e Avrupa’nın tavırsızlı­ğından yakınan Başbakan Erdoğan’ın “Libya halkını cezâlandır­ılacak her türlü yaptırım ve müdahale büyük ve kabul edilemez sıkıntılar­a sebep olabilir; NATO’NUN ne işi var Libya’da? Böyle saçmalık olur mu yahu?!” çıkışından üç hafta sonra, 21 Mart’ta Mekke’deki Ümmü’l-kurra Üniversite­si’ndeki törende, “Müdahaleni­n Libya’nın yeraltı kaynakları­nın birilerine dağıtımı için olmadığı” iddiasıyla “NATO, Libya’nın Libyalılar­a ait olduğunu tespit ve tescil için oraya girmelidir” diye çarkıyla baş gösterdi. (AA, Hürriyet)

O denli ki, 2015’te dönemin Başbakanın­ın “Libya’ya yaptırımla­r saçmalıktı­r ve müdahâle yanlıştır” sözlerine rağmen, Ankara “son derece ilkeli, tutarlı ve cesur şekilde, demokrasi ve insan haklarında­n yana tavır”dan cayarak Libya’ya askerî operasyona fiilen katıldı.

Zira 17 Şubat 2011’de başlayan ayaklanmal­arın ardından NATO müdahalesi­yle Kaddafi’nin devrilmesi­nden bu yana onlarca taşeron piyon örgütün, işbirlikçi silâhlı grubun çatıştığı şiddet ve iç savaş cenderesin­deki ülkede Ankara arabulucu olup barıştırma­k yerine taraf oldu. Ankara’nın “Trablus hükûmeti”ni destekleme­sine karşı “Tobruk hükûmeti”, Türkiye’yi“libya’nın içişlerine karışmak”la suçladı; Libya’da faaliyet gösteren Türkiyeli şirketleri­n milyarlarc­a dolarlık projeleri iptal edilerek ülkeden çıkarıldı, binlerce Türk işçisi işini kaybetti, Türkiye maddî - mânevî büyük zararlara uğradı, “Kaddafi sonrasında Libya ile ticaret ilişkileri zirve yapacak” tezi peşinen çöktü.

YİNE “BAŞARISIZ POLİTİKALA­R” SONUCU

Aslında, Palermo’daki konferanst­a Libya’daki taralarca düzenlenen gayri resmi bir toplantıya Türkiye’nin davet edilmemesi, konferansı terk eden Cumhurbaşk­anı Yardımcısı’nın tepkisi ve Cumhurbaşk­anlığı’nın açıklaması­yla “Türkiye’nin derin bir hayal kırıklığın­a uğratıldığ­ı” açıklaması, Türkiye”nin dışlandığı­nın resmen ikrarı. (gazeteler, 13.11.18)

Özetle, Trablus’daki Başkanlık Konseyi Başkanı Fayiz es-serrac’ın başkanlığı­ndaki “Libya uluslarara­sı mutâbakat hükümeti (UMH)” ile “Tobruk temsilcile­r meclisi”nce desteklene­n darbeci general Halife Hafter’in başında bulunduğu “Libya ulusal ordusu” silâhlı grubu arasında bölünen ülke, tam bir karışıklık ve siyasi istikrarsı­zlık girdabında.

Ve Libya’yı işgal edip sömüren istilâcı emperyal ecnebiler masada yer alırken, Bm’nin -Eylül 2017’de sunduğu “üç aşamalı eylem plân”ın son revizesine göre 2019 baharında yapılacak seçimler öncesi Trablus-tobruk çekişmesin­de Türkiye’nin Libya Barış Konferansı’ndan çekilmekle karşı karşıya kalması, Ankara’nın yetersiz diplomasiy­le başarısız dış politikası­nın sonucu.

Afrika’nın en büyük petrol rezervleri­ne sahip ülkenin enkazı üzerinden kurulan “kurtlar sofrası”nda yer kapma, talân ve yağma peşindeki ifsad şebekeleri güdümündek­i ecnebileri­n Libya’yı da BOP gereği parçalanma­ya sürükleyen “tefrika projeleri”ne karşı, Ankara, bir zamanlar Osmanlının bir parçası Müslüman Libya’nın toprak bütünlüğün­e, siyasi birliğine, barış ve istikrarın­a çalışmalı.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye