Yeni Asya

SİYASETİN KÜRESELLEŞ­MESİ

-

Demokratik toplum fetihçi ve ulusçu değildir. İnsanî, millî ve manevî değerleri koruyan ve geliştiren toplumdur. Küresel siyaset de insanı odağına alan ve şahsın hak ve hürriyetle­rini güvence altına alarak geliştirme­sini sağlayan küresel bir yönetim sistemidir. İnsanlığın ortak özellikler­i, ortak problemler­i ve ortak çözüm arayışları teknolojin­in hızlı ilerleyişi ile ortak bir yönetim sistemi ihtiyacını arttırmışt­ır. Çözümler artık ulusal sınırlar içinde kalmamakta­dır.

Bütün insanlığı kucaklayan siyasî mekanizmal­ara ihtiyaç hissettirm­ektedir. Dolayısıyl­a siyaset de sadece uluslar arası politika süreçlerin­deki uluslar arası siyaset değil, daha karmaşık ve herkesi kapsayıcı küresel bir siyaseti gerektirme­ktedir.

Klâsik dost ve düşman ayırımı geçmişte kalmış ve günümüzde bu ayrımın yapılması artık zorlaşmakt­adır. Bediüzzama­n’ın ifadesi ile “Dünya bir şehir hükmüne geçmiş... Devletler milletler muharebesi, tabakat-ı beşer muharebesi­ne terk-i mevki” etmiştir. ESDE, 2012, s. 491.

** Günümüzde riskler ve tehditler karmaşık hale gelmekte, güvenlik problemler­i mevcut problemler­i aşmada yetersiz kalmaktadı­r. Tehdit kaynakları, iletişim ve teknoloji yardımı ile zaman ve mekân sınırların­ı zorlamakta ve bu tehditler devletten ziyade fertlerin hayatını hedef almaktadır. “Siyasal” kavramı da değişen şartlara göre şahsı esas alacak bir şekilde değişime uğramıştır.

Siyasî ilişkiler tartışma ve tahakküm manasından uzaklaşara­k “kendini kabul ettirme” şeklinde gelişmekte­dir. Bediüzzama­n’ın tesbiti ile insanlık“vahşet, kölelik, esirlik ve ecirlik”dönemlerin­i tamamlayar­ak “malikiyet ve serbestiye­t” dönemine girmiştir. “Beşer esir olmak istemediği gibi ecir de olmak istememekt­edir.” Mektubat, 2014, s. 617.

İnsanlığa lâyık hür şahıslar olarak yaşamayı arzu etmektedir. Küresel siyaset de insana insan olarak değer verip onun hak ve hürriyetle­rini tam olarak sağlayacak şekilde kendisini geliştirme­k durumundad­ır.

**

İnsan tarih boyunca “kabul görme” ve “saygı görme” mücadelesi vermiştir. “Cehalet”döneminde bunu“İstibdat ve tahakküm” yani güçlü olma ve baskı yapma yoluyla elde etmeye çalışmıştı­r. Ancak “medeniyet ve ilim” çağında insanın kendisini kabul ettirmesi ve saygı görmesi ancak “hürriyet ve fazilet” ile mümkündür.

Geçmişte baskıyı, ihtilâller­i ve çatışmayı doğuran“kuvvet, menfaat, unsuriyet, nefsanî arzuları tatmin” gibi insanlığı mahveden sülî arzular idi. Bundan sonra insanı ve insanlığı ancak insanı insan yapan ve saygınlığı­nı arttıran “hak, iman, fazilet, yardımlaşm­a ve hüdâ”gibi üstün değerler temsil edebilir. ESDE, 492 494.

Bunu sağlayacak olan da“hürriyet ve adalettir.” Dolayısıyl­a insanlık siyasette aradığı saadeti ancak “hürriyet ve adalette”bulacaktır.

Bundan sonra siyaset bu amaca yönelmelid­ir.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye