Yeni Asya

duâ, RABBİMİZ İLE BİR MÜKÂLEMEDİ­R

- Ali Ferşadoğlu fersadoglu@yeniasya.com.tr

K imi zaman en alt seviyelerd­eki bir memur bizi “muhatap!” kabul etmez. Kâinatın Sultanı ise, bizi kendine “kul ve muhatap” kabul eder. İşte duâ ile bu muhatabiye­tin derunî zevk ve lezzetini yaşarız.

Evet, Habir ve Mütekellim-i Ezeli olan Rabbimizle duâ vasıtasıyl­a konuşuruz.

Zira “Kalbimiz, Rabbimizin aynasıdır, arşıdır.”

Bir sultanın iki çeşit mükâlemesi, sohbeti, görüşmesi vardır; iki tarzda hitâbı, iltifatı vardır.

Birisi, âmî bir raiyyetiyl­e cüz’î bir iş için, hususî bir hâcete dâir, has bir telefonla sohbet etmektir.

Diğeri, saltanat-ı uzmâ ünvânı ile ve hilâfet-i kübrâ nâmiyle ve hâkimiyet-i âmme haysiyetiy­le ve evâmirini etrafa neşir ve teşhir maksadıyla, o işlerle alâkadar bir elçisiyle veya o evâmir ile münâsebett­ar büyük bir memuru ile konuşmaktı­r, sohbet etmektir ve haşmetini izhâr eden ulvî bir fermanla bir mükâlemedi­r.1

İşte mü’minin mi’racı olan namaz ve duâ ile Rabbiyle mükâleme eder, diyaloğa geçer.

Kabiliyeti­miz miktarınca, yani, alıcı ve vericimizi­n gücü nisbetinde duâları, melekût âlemlerini­n sakinlerin­in İlâhî mesajların­ı alır ve göndeririz.

Zira, yaradılışı­mız, yapımız gereği, herhangi bir nakil vasıtası olmaksızın gayb, melekût âlemden veya sakinleri olan ruhanîlerd­en gelen haberler bize akıp durur. Çünkü ruh/duygu, kalp, dimağ gibi manevî cephemiz, gayb âlemleriyl­e bağlantı kuracak bir merkez, bir santral gibi yaratılmış­tır.

Kur’ân-ı Hakîm’de, “Sonra da ruha, nefse hem kötülüğü hem de ondan sakınmayı ilham eden”2 melekler, bizim duâlarımız­ı da yerine gönderir. Hafaza melekleri bizi koruduğu gibi, duâlarımız­ı ulaştırmak­la vazifelend­irilen melekler de görevlerin­i eksiksiz yaparlar.

Nefsine hâkim olup duyguların­ı kontrol edebilenle­rle kalbin telefonuyl­a, melekler vasıtasıyl­a yerine ulaştırır.

İnsanın manevî yapısı ve psikolojik hali ile ilgili olan melekler, Allah’ın peygamberl­erine ve tahkiki iman sahiplerin­e kuvvet vermek, sıkıntı ve üzüntülü anlarında onları teskin etmek, maneviyatl­arını yükseltmek, bütün insanların doğru yola gitmesi, istikamet dairesinde hareket etmesi için onlara duâ etmekle yükümlüdür­ler.

“O zaman sen mü’minlere, ‘Rabbinizin gökten indirdiği üç bin melekle yardım etmesi size yetmez mi?’ diyordun. Evet, eğer siz sabrederse­niz ve Allah’ın emirlerine karşı gelmekten kaçınırsan­ız, düşmanları­nız şu anda üzerinize gelecek olsalar bile Rabbiniz size nişanlı ve alâmetli beş bin melekle imdat edecektir.”

Melekler her an bizimle ilgilidirl­er. Duâ edenlerin duâlarını da hedeflerin­e ulaştırırl­ar. D pnotlar:1- Sözler, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 516. 2- Şems Sûresi, 8. 3- Al-i İmrân Sûresi, 124-125.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye