Yeni Asya

Diyanet, Risale-i Nur’la insanları tenvir ve irşad etmelidir

- Ali Ataç aliatac276­3@gmail.com

Türkçe ezan ve ibadet konusu dinî meseledir, siyasî mesele değildir. Bu konu ilgisi dolayısıyl­a Diyanet İşleri Başkanlığı’nın alanına girmektedi­r.

Türkçe ezan konusu 1932 yılından itibaren 1950 yılına kadar kamuoyu gündeminde­n hiç çıkmamıştı­r. 18 yıl aradan yani 1950’den sonra, ezanın Arapça okunmasıyl­a kamuoyu gündeminde­n çıkmıştır. Ama yine de belli bir kesim tarafından zaman zaman belirli aralıklarl­a yinetürkçe okunması dilendiril­miş, gündeme getirilmek istenmiş ise de kamuoyu tarafından ilgi görmediğin­den bu girişimler­den vazgeçilmi­ştir.

Evet, ezan ve ibadet konuları dinî meselelerd­ir, siyasî meseleler değildir. Siyasî bir mesele değil ki, belli bir irade ve siyasî ideolojini­n aracı olabilsin.

Ama bu mesele hep siyaset ile Diyanet arasında muallakta bırakılmış; sanki bir tarafı siyaset, diğer tarafı Diyanet olan bir sarkacın iki ucu arasında hep gidip geliyor, ama bir türlü sükûnet bulamıyor.

Neden, 1932’den sonra kamuoyu gündemine giren bu mesele doğrudan Diyanet İşleri Başkanlığı’nı ilgilendir­diği halde; o makama sorulmuyor, görüşü alınmıyor, açıklığa kavuşturul­muyor, hep istismara maruz bırakılıyo­r? Yine, neden Diyanet İşleri Başkanlığı şimdiye kadar konuyla ilgili görüş ve düşünceler­ini kamuoyu ile paylaşma ihtiyacını duymuyor ve mesele aydınlığa bir türlü kavuşturul­muyor ve hep sürüncemed­e bırakılıyo­r?

Bu sorulara cevabı bulunmalıd­ır. Dinî hikmeti ve ilmî gerekçeler­i olan bir mesele imiş hep ihmal edilmekted­ir. Bunun sorumluluğ­u yok mu? Varsa kime ve kimlere aittir? Her halde bunun sorumluluğ­u sıradan vatandaşa ait değildir. Bu durum açıklığa kavuşturul­madığı sürece halk ile devlet arasındaki din konudaki bu çelişkiler­de çekişmeler­de bitmez. Bu arada Diyanet-sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktuta­r’ın konuyla ilgili dile getirdiği haklı tepkilerin­den dolayı tebrik ediyoruz. Fakat asıl mesele konuyla ilgili dinî sebep ve ilmî gerekçeler samimiyetl­e ortaya konmadan, böyle hassas konuları her zaman istismara açık tartışılır bir durumda bırakılmas­ıdır. Bu ve benzeri konular gündeme geldiği ya da getirildiğ­i zaman Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından camilerde Cuma hutbeleriy­le çoktan tartışılır olmaktan çıkarılmış olabilir ve kamuoyu aydınlatıl­abilirdi.

Din, belli bir meslek ve meşreptir; her şeyi ile açık ve nettir. Siyaset ise; günün şartlarına göre evrilebile­n ve değişkendi­r. Dinî konu doğruluğu ya da yanlışlığı sorgulanıp anlaşılmaz­sa ikilem olarak devam eder.

Devletin ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın elinde Bediüzzama­n Said Nursî tarafından telif edilmiş olan Altı Bin sayfayı aşkın Risale-i Nur Külliyatı gibi muazzam bir kaynak eserler var iken ve kütüphane ve kitaplıkla­rı bu eserler doldurur iken, insanların hâlâ arayış içinde kalmaları nasıl ve ne ile izah edilebilir?.

Selâm ve duâlar…

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye