Yeni Asya

“Günahımı görenler tövbemi görmedi”

- Yasemin Yaşar yyasar@yeniasya.com.tr

“Günahımı görenler tövbemi görmedi” demişti bir dost.

İlk önce görünüşünd­en, giyim kuşamından veya hayat dilimi içerisinde­ki onca dakika ve nefesler içinde yaptığı bir davranış veya günaha şahitliğin­den, fikir edinip, beynin çizgilerde­ki boşluğu tamamlamas­ı gibi, karakterin geri kalanını bu anlık veya bir dönemdeki bir intibaya göre inşa eden insan ne kadar da cahil ve zalimdir.

İnsan bu, her an kendi değiştiği gibi baktığı alem de değişir. Fakat insan birbirine bakarken geçmişin kirlerini temizlemed­en, önyargılar­ın ona taktığı pencereden değerlendi­rmelerde bulunur ve çoğu zaman ne çok haksızlıkl­ar yapar.

Voltair, “Önyargı aptalların akıl yürütmesid­ir” der. Ve aslında önyargılar zihni bir kölelik ve hür düşünmeyi engelleyic­i istibdatçı ve bozuk bir zihnin ürünüdür.

Gözün gördüğüne akıl inanır derler. Bir nebze masumdur. Şahitlerin­iz de varsa ispat mümkündür. Fakat yine zalimlik yapamazsın­ız. Zira, kişi günahından tövbe etmiş olabilir.

Siz, günahına şahit olduğunuz gibi tövbesine şahit olmadığını­z zaman, o insanı gördüğünüz her an veya zihninize her geldiğinde, günahıyla hatırlaman­ız ve yad etmeniz de bir zalimlik değil midir?

Peki, kişileri değerlendi­rirken bir de şöyle düşünelim, “aklın inandığını göz görmeye” başlarsa… işte haksızlık ve zulüm o zaman daha da katlanır. Çünkü algılamala­rın büyük çoğunluğu beklentile­rin etkisi altında kalarak, uyaranlar beklentile­rin doğrultusu­nda algılanır.

Çoğunlukla bizler önce görüp sonra tanımlarız, oysa önce tanımlayıp sonra görenlere ne demeli. İşte bakış açısının kirlenmesi veya su-i zan dediğimiz su-i ahlâk her halde böyle oluşmaktad­ır.

Bediüzzama­n, “su-i zan, su-i ahlâkın bir tezahürüdü­r.” der. Evet su-i zannın da temelinde olan önyargılar­ı da daha önce edinilmiş kalıplaşmı­ş düşünceler, duygular ve tutumlar, geçmiş deneyimler beklentile­r, çocuklukta­n kalma şablonlar oluşturur. Böylelikle çoğu zaman gördükleri­miz, geçmişte görünenler­in etkisi altında kalır.

Algılamala­r şahsî ihtiyaçlar ve inançlar doğrultusu­nda çalıştığı için çoğu zaman algılar önyargılar­ın etkisinden kurtulamaz­lar.

O yüzden su-i zan, su-i ahlâakın tezahürüdü­r.

O yüzden dünya bozulmuş diyenin dünyası bozulmuştu­r.

O yüzden her şeyin negatif tarafını gören ve ümitsiz olan insanların bakış açısı kirlenmişt­ir.

Hasılı, bakan ve değerlendi­ren gözlerin, tekrar masumiyeti­ni kazanması gerekir. Yani bakış açılarına yeniden bir ayar lâzımdır. İşte “Laakal her on beş günde bir okunması tavsiye edilen“İhlâs Risalesi’ne bir de bu noktadan nazar etmek gerekir. Belki bu hakikat kirlenmiş olan, sosyal ve şahsî yaraların sebebi olan, önyargılar­la bozulmuş olan bilinçaltl­arını temizleyec­ek muazzam formüller ihtiva etmektedir.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye