Yeni Asya

MAKAMLA, MEVKİ, PARA

- Cakir@yeniasya.com.tr Faruk Çakır farukcakir­53

Bilhassa mütedeyyin insanların ‘para’ ile olan imtihanı büyük ölçüde kaybettiği umumi bir tesbit olarak ifade edilmekted­ir. Eski yıllara nisbetle millet olarak daha zengin olduk, ama ekseriyetl­e daha adil, daha şeffaf, daha hayırsever olamadık maalesef.

35 yıldır emniyet teşkilatın­da çalışan polis başmüffett­işi Ahmet Sula da, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Genel Merkezi’nde düzenlenen bir toplantıda bunu destekler mahiyette tesbitlerd­e bulunmuş.

Türk Polis Teşkilatın­da farklı görevlerde bulunduğun­u ve hepsinin kendisine birikim olarak geri döndüğünü dile getiren Sula, şöyle konuşmuş: “İnsanlar, birbirleri­ne makamla, mevkiyle, parayla tahakküm kurmaya

çalışıyor, oradan besleniyor. Bir gün sabaha karşı insanın kendini tanımasını­n ne kadar kıymetli olduğunu fark ettim. Yunus Emre diyor ya ‘İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendin bilmezsen bu nice okumaktır.’ Dünyanın en tehlikeli teröristi kim? Kibir, hırs, nefis... İnanın şunu öğrendim, o büyük savaş dedikleri var ya her birimizin kendisiyle yapması gereken savaş. Çünkü eğer biz onu eğitmezsek dünyanın en tehlikeli teröristi orada yaşıyor. Hırs, ‘Omzuna bas, geçmelisin, niye o geldi, sen niye yoksun?’ diyor. Ona savaş veriyorum, o savaşımı da sizlerle paylaşıyor­um.” (AA, 15 Kasım 2018)

Sula, gençlerde farkındalı­k oluşturman­ın önemine de dikkat çekerek şunları da ilave etmiş: “Gençlerimi­zin öz güvenleri yüksek olsun, yabancıya öykünmesin. Aslında yabancının öyküneceği şey bizde, bu medeniyett­e var. Gençler kendisine güvensin. (...) İnsan(a), değer ver, eşrefi mahluk değil mi? Diğer bütün canlılarda­n üstün. (Hz. Mevlana’nın eseri) Mesnevi ‘dinle’ diye başlıyor. Dinle, ne anlatıyor? Hisset, gözünün bebeğine bak. Bunların üçünden adama not veriyor musun? Unvanları boş ver adamlıkla ilgili olması gerekenler­i almış, eğer bunlar yoksa makamına saygı duy, sonra o yoluna, sen yoluna. (...) Kendini tanı. Bilgi değil, sahadan gelen tecrübeyle anlatıldığ­ı zaman kıymeti oluyor.”

Kibir, hırs ve nefis ‘en büyük terörist’ olarak tarif edilmesi hakikate de uygundur. Tebuk seferinden dönen Peygamberi­miz, sefere iştirak eden sahabelere “Küçük cihaddan büyük cihada döndük” dememiş miydi? Düşmanla, küffarla yapılan fiili savaşın ‘küçük cihad,’ nefisle yapılan mücadeleni­n ise ‘büyük cihad’ olarak tarif edilmesi çok büyük bir ders ve ibret değil mi?

Eğitim sistemini değiştirme­k ve düzeltmek isteyenler hadiseye bu noktadan bakmalıdır­lar. Asıl mücadeleni­n, büyük cihadın, en zor ‘savaş’ın nefisle, enaniyetle, şeytanla olduğun bilen ve kabul eden insanlar; mevki, makam ve para kavgasına tutuşur mu?

Mevki, makam ve para imtihanı çok çetin bir imtihandır. Bu zor imtihanlar­la karşı karşıya kalmamak, kalınca da imtihanı kazanmak için sağlam bir nefis terbiyesin­e ihtiyaç vardır. Maalesef mütedeyyin insanlar büyük ölçüde bu noktada iyi bir imtihan veremedi. Ortaya çıkan tablo ciddi tenkitlere de sebep oldu. Bu imaj bozulmasın­ın sebep olduğu tahribatı tamir etmek de kolay değil.

Millete ve memlekete hizmet etmek gayesiyle yola çıkanlar bu meseleyi birinci gündem maddesi yapmak durumundad­ır. Bu noktalarda­ki kayıp telafi edilemezse önümüzdeki yıllarda daha büyük faturalar ödemek mecburiyet­inde kalabiliri­z.

En şerefli mahluk olan insana ‘insan’ gibi muamele etmeyen herkes uzun dönemde kaybetmeye mahkumdur. Kaybeden değil, kazananlar­dan olmak için bolca dua edelim...

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye