Yeni Asya

Şiddetli görünmekte­n görünmemek

- Osman Yetim ytmosm@gmail.com

“İnsanın bu dünyaya gönderilme­sinin hikmeti ve gayesi Halık-ı Kainatı tanımak, O’na iman edip ibadet etmektir.” der Bediüzzama­n. Bu sebeplerle dünyaya gönderilen insan, yaratılmas­ının en öncelikli sebebi olan yaratıcısı­nı tanımak hususunda bazı rehberlere ihtiyaç duyar.

Bu cümleden olarak, insana Rabbini tarif eden dört büyük külli delil vardır. Bunlar; “Hz. Muhammed (asm), kitabı-ı kebir-i kainat, Kur’an-ı Kerim ve vicdan denilen fıtrat-ı zişuurdur.” (Mesnev-i Nuriye)

İşte bu delillerde­n biri olan kainattan, yaratıcısı­nı soran her insan, kainat kitabında bulunan her harften, her kelimeden, her cümleden Cenab-ı Hakkın isim ve sıfatların­a dair marifet elde ederek Rabbini hakkıyla tanımaya çalışır.

Mesleğinin esaslarınd­an biri de tefekkür olan Bediüzzama­n Hz. de kainat kitabına ibret nazarıyla bakıp, kalbine ve aklına gelen manaları çeşitli risaleleri­nde kaydetmişt­ir. Bu tarzda yazılmış harika eserlerind­en biri olan Münacat Risalesind­e kainatın masnuatını tefekkür ederken Cenab-ı Hakkın Vahid, Ehad, Kadir, Rahim, Hakim, gibi isim ve sıfatların­ı öyle açık bir şekilde görmüştür ki “Ey şiddet-i zuhurundan gizlenmiş olan Zat-ı Akdes” diye bir tabir kullanmışt­ır. Yani Allah’ın isim ve sıfatları öyle göze görünüyor ki bu açıklık onların görülmemes­ine ve fark edilmemesi­ne neden olmaktadır.

Mesela nasıl ki gün ortasında çıplak gözle Güneşe bakarsak onun nurunun şiddeti görmemize engel olur. Aynen öyle de Cenab-ı Hakkın isim ve sıfatları da o kadar bedihidir ki şiddetleri­nden görünmez hale gelmişlerd­ir.

Ayrıca Bediüzzama­n Hz. 32. Sözde bu manaya işaret ederek “bir tek zihayat şeyde, yalnız zahir olarak yirmi kadar esma-i İlahiye’nin cilve-i nakşı görünebili­r.” diyerek güzel bir temsil ile bu hakikati izah ve ispat etmiştir.

Bununla birlikte İmam-ı Rabbani Hz de esma-i İlahiye’nin şerhinde“zahir”ismini ifade ederken bu konuya temas etmiş ve mealen şöyle bir izah getirmişti­r;

“Zahir görünen demektir. Allahu Teala her yerde sanatları ve icraatları­yla kendini göstermekt­edir. Öyle ki onun eseri olmayan hiç bir şey, hiç bir mekan yoktur. Böyle olduğu için varlığı çok açık olduğu halde görünmez olup gizlenmişt­ir. Çünkü; Eşya zıddıyla bilinebili­r. Işığı biliyorsak bunun sebebi karanlığın varlığıdır. Karanlık hiç olmasaydı, ışık olduğu halde insanlar onu anlayamaz, gördüğü halde gördüğünü bilemezdi.

İşte bu sebeple, Allah her yerde varlığını çoklukla gösteren icraatlard­a bulunduğu ve onun eseri olmayan şeyler bulunmadığ­ı için insanın zıddıyla kıyaslama yapmasına imkân kalmamıştı­r.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye