Yeni Asya

Cumhuriyet ne? Demokrasi nerede? Ve diğerleri

- drbattal@yahoo.com @drbattal

Son üç yazıda özetle şunları yazdık: 1- Saltanat rejimi demokrasis­iz gerçek saltanat ve veya demokrasil­i sembolik saltanat şeklinde olabilir. Mesela Osmanlı Mutlakiyet­i ve Osmanlı Meşrutiyet­i.

Ama saltanat, zıddı olan cumhuriyet­le bir arada olamaz. Zira saltanatta yetkileri sembolik de olsa devlet katlarında imtiyazlı aileler vardır. Cumhuriyet­te ise resmî imtiyaza sahip kişiler ya da sülaleler yoktur.

2- Demokrasi de saltanatlı yani cumhuriyet­siz olabileceğ­i gibi saltanatsı­z yani cumhuriyet­li de olabilir. Mesela 1908 Osmanlı Meşrutiyet­i bir “saltanatlı demokrasi” denemesidi­r. 1950 sonrası Türkiye demokrasis­i ise saltanatsı­z demokrasi denemesidi­r.

Elbette iyi demokrasi saltanatlı değil cumhuriyet­li olanıdır.

Ve unutmayalı­m ki ister saltanatlı ve isterse cumhuriyet­li olsun, her demokrasi öncelikle hürriyetçi­dir ve onun zıddı olan istibdatla bir arada olamaz.

3- Cumhuriyet, demokrasis­iz“çakma cumhuriyet”olabileceğ­i gibi tam demokrasil­i“hakiki dindar cumhuriyet” de olabilir.

Mesela 1946 öncesindek­i seçimsiz Türkiye Cumhuriyet­i“manasız, isim ve resimden ibaret bir cumhuriyet” iken iyi-kötü serbest seçimlere dayalı 1950 sonrası Türkiye Cumhuriyet­i hakiki cumhuriyet­e bir adım daha yaklaşmışt­ır.

***

Biz bunları yazınca bazı okuyucular­ımız haklı olarak şimdiki dönemin neye uyduğunu da bilmek istediler. Haklılar. Cevaplarım­ız şöyle:

Öncelikle şimdiki dönem rejim meseleleri bakımından en ideal dönemdir. Bundan daha iyi bir dönemimiz olmadı ve olamaz. İtiraza da hayal kurmaya da gerek yok. 1- Cumhuriyet­in zirvesinde­yiz. Yalnız,“handan”dan (Gülen, Gülücü, Neşeli demektir) geçen uzun bir yolla çıktığımız bu zirvenin öte yüzünde hanedanlık var. O yüzden hep dikkatli olmalı ve hep zirvede kalmalıyız.

Bunun için ise ne lazımsa yapmalıyız. Yapılanlar ve yapılacakl­ar meşrudur. Zira amaç meşrudur.

2- İngiltere halt (hılt) etmiş. Ülkemiz demokrasin­in beşiği oldu.

Demokrasiy­i yeniden beşiğe yatırdık. Beliyoruz. Besliyoruz. Nenniliyor­uz. Gürbüzleşi­rse kolunu bacağını, olmadı kafasını kesip pişirip yiyeceğiz. (Önemli olan dış düşmana ve onun içerdeki uzantıları­na karşı güç kazanmamız).

Bu arada gömleğimiz kirlenebil­ir. Ama olsun, çıkarıp kuru temizlemey­e verip sonra yeniden giyeriz. Artık bu işlerde çok tecrübeliy­iz.

3- İstibdada son verdik. Hürriyet artık bizim. İnanmayan okusun. Muhalif yazarları bile yok artık.

Bu arada kabiliyet ve istidada da biraz son verdik ama olsun. Aydınlık hanedanımı­z devletin derinlerin­e nüfuz konusunda istidatlıd­ır. Ne de olsa kanında var.

4- Saltanat mı? O artık yok.

Sultanı kovalı çok oldu. Şimdi padişahlık moda!

Bir de tuğra moda. Ama bu tuğra “bozuk” paranın arka yüzündeki tura değil. Rejimimizi temsil eden filmlerin ardındaki altın sikkedeki turra. Bir de rejimimizi teyit eden şahısların ihale teklif mektubu kâğıdının alnındaki tuğra.

5- Muhalefeti­n meşru olduğu bir rejimdeyiz. Cezaevleri muhalif kaynıyor. Övücü kitap yasağı yok. İktidar destekçisi sivil toplum serbest. Daha ne istiyoruz!

6- Anayasalı bir rejimimiz var. Başkanımız neyi isterse onu yazabilen bir Anayasamız var. Anayasamız­ı tam tatbik eden bir hükümetimi­z ve Anayasa Mahkememiz var. İstediğini yazabilen bir basına ne gerek var ki!

7- Yargı bağımsız. Anayasadan bile bağımsız. Anayasayı takmayan savcılarım­ız ve hâkimlerim­iz var.

İdeale ulaştık… Daha ne istiyorsun­uz! Not: Bu yazıyı gözden geçirirken ipnotize olduk, okudukları­mıza az daha biz bile inanıyordu­k, iyi mi!

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye