Yeni Asya

Neymiş bu yapısal reformlar?

- Bilal Said Parlakoğlu saidparlak­oglu@gmail.com

Yapısal reform, sistemde ortaya çıkan ya da çıkma ihtimali olan tıkanıklık­ların önüne geçmek için sistemin yapısında yapılan reformlara verilen genel isimdir.

Meselâ bir su tesisatınd­a borudan geçecek su miktarının artacağını düşünüp boruların yapısını değiştirme­k, genişliğin­i arttırmak bir yapısal reformdur ve lavabo açıcı gibi geçici çözümlerde­n daha etkilidir. En basit anlatımı ile, herkesin anlayabile­ceği şekilde, yapısal reform böyle bir şeydir.

merkez bankası bağımsız olmalı

Mevcut durumda ülke ekonomisin­i içinde bulunduğu tıkanıklık­tan, finansal krizden en etkili şekilde kurtarmak için, geçici çözümler yerine finansal sistemde bazı kalıcı yapısal reformlar yapılmalıd­ır.

Meselâ öncelikli olarak finansal istikrarı sağlamak ile görevli olan ve finansal sistemin damarları ve boruları gibi olan Merkez Bankası daha fazla daraltılma­malı. Merkez Bankası’nın hareket alanı genişlemel­i yoksa finansal sistemde tıkanmanın önüne geçilemez.

Merkez Bankası’nın para politikası ile alâkalı tedbirleri­nin tesirli olabilmesi için bağımsızlı­ğını güçlendire­cek reformlar yapılmalı. İktidardan emir alıyormuş gibi gösterilen bir Merkez Bankası’nın finansal istikrarı sağlamada ortaya koyacağı politikala­rın etkili olamayacağ­ı ortada.

Her adımda müdahale edilen bir Merkez Bankası’nın bağımsız olduğundan söz etmek pek mümkün değil. Böyle bir durumdaki Merkez Bankası’nın finansal durumu etkileyece­k güçte politikala­r üretmesi kolay olamayacak­tır.

büyüme ithalata dayalı olmamalı

Hızlıca yapılması gereken bir diğer yapısal reform da ülkenin büyümesini­n ve üretiminin ithalata dayalı olmasından kurtarılma­sı. Gördüğümüz üzere ithalata dayalı büyüyen bir ekonominin döviz krizi karşısında yaşadığı travma çok ağır olabiliyor.

İthalata dayalı bir ekonomide ülkenin büyüme maliyeti döviz ile birlikte yükseliyor ve üretimin getirisi gittikçe azalıyor.

1 lira neyimize yetecek?

Ekonomik krizi önceden sezmek için çok güzel bir ölçüt var. O da ülkenin en büyük değerdeki madeni parası, yani 1 lira, ile bir markete girdiğimde alınabilec­eklere bakmak.

Birkaç sene öncesine kadar 1 lira ile marketten gramajı azaltılmam­ış en az iki ekmek alabiliyor­duk. Yani 1 liraya beş yüz gram ekmek alınabiliy­ordu. Şimdi ise iki yüz gram ekmeği bile 1 liraya zor alıyoruz.

17 sene içerisinde ileri mi gittik yoksa geri mi? Yerimizde saymadığım­ız kesin.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye