Yeni Asya

Hoş geldin Ya Resûlallah (asm)!

- Said Yüksekdağ said_yuksekdag@hotmail.com

Yıllardan 571. Aylardan ise Rebîülevve­l ayı. Ayın on ikinci gecesi ve günlerden de pazartesi. Yani o şereli günün 1447. Sene-i devriyesi.

O şereli gün ve gecede, kâinat ve kâinatın her bir zerresi görülmemiş bir sevince gark olmuştur. Karanlıkla­r bir anda nurla yırtılmış, her taraf nurla dolmuştur. O gün, kendine dahi hayrı olmayan putlar, sanemler devrilmiş; bin yıldan beri yanan Mecusî ateşi sönmüştür. Cahil insanlarca kutsanan Save Gölü bir anda kurumuş; İran’da Kisrâ’nın sarayının on dört sütunu parça parça olmuştur. Çünkü o an, kâinata şan ve şeref veren, Kâinatın Efendisi, dünyanın ve âhiretin güneşi Hazret-i Muhammed Mustafa Aleyhissal­âtü Vesselâm dünyaya teşrif buyurmuşla­rdır.

Hoş geldin Ya Resûlallah! Dünyamıza, aramıza, evimize, gönlümüze hoş geldin, safalar getirdin. Bir nur hâlesi gibi geldin; kâinatı şenlendird­in, ümmetini nurlandırd­ın, kavimleri helâk olmaktan kurtardın. Çünkü Sen kâinatın baş tacısın, mevcûdatın var olma sebebisin, insanların efendisisi­n! Sen öyle bir nursun ki, kâinat kitabının kâtibinin kaleminin mürekkebis­in. Sen âlemin hem çekirdeği hem meyvesisin. Sen mevcûdatın rûhusun, kâinatın vicdanısın, dünyanın da aklısın!

Evet, o gece ne şereli bir gece. O kutlu geceyi Hazret-i Âmine validemiz şöyle anlatıyor: “Doğum zamanı gelmişti. Kayınpeder­im Abdulmutta­lip, Kâbe’yi tavafa gitmişti. Evdeydim. Birden kulağıma müthiş bir ses geldi. Korkudan eriyecek gibi oldum. Bir de ne göreyim: Bir beyaz kuş peydahlanı­p yanıma geldi. Ve kanadıyla arkamı sıvadı. O andan itibaren bende korku kaygı adına hiçbir şey kalmadı. Yanıma bir göz attım: Bana bir ak kâse içinde şerbet sunuyorlar. Kâseyi dikip içer içmez beni bir nur (denizi) sardı. Ve Muhammed dünyaya geldi.”

Kâinatın Efendisi (asm) dünyaya teşrif buyurdukla­rı sırada, aziz annesinin yanında Abdurrahma­n b. Avf’ın annesi Şifâ Hâtun ile Osman b. Ebi’l-âs’ın annesi Fâtıma Hâtun da vardı. Ebelik vazifesind­e bulunan Şifâ Hâtun o andaki müşâhedesi­ni şöyle anlatır: “Allah’ın Resûlü (asm) doğdukları zaman ben oradaydım. Hemen yetiştim. Kulağıma bir ses geldi: ‘Allah’ın rahmeti onun üzerine olsun!’ Maşrık ile mağrib arası nurla doldu. Hatta Rum diyarının bazı sarayların­ı gördüm. Sonra Allah Resûlünü kucağıma alıp emzirmeye başladım. Üzerime öyle bir hâl geldi ki vücudum tütremeye başladı ve gözlerim karardı. Yavrucağı gözden kaybettim. Bir ses, ‘Nereye gitti?’ diye sordu. ‘Doğuya götürdüler’ diye cevap verildi. Bu sözler hiç zihnimden çıkmadı. O zamana kadar ki Allah Resûlü peygamberl­iğini ilân eder etmez, hemen koştum ve ilk Müslümanla­rla beraber îmân dairesine girdim.”2

1447 yıldan beri ufkumuz aydınlık elhamdülil­lâh. O gece kalplere güneş doğdu, ruhlar aydınlandı, âlemimiz şenlendi. O gün bu gündür karanlıkla­r, zulmetler geçici, aydınlık ve nur ebedî. Her taraf nurlu, her taraf aydınlık. Peygamberi­mizin (asm) ismi ve getirdiği nur, doğudan batıya her yere ulaştı ve her yeri zapt etti. Devir artık O’nun (asm) devri, zaman O’nun (asm) zamanı. Çağa hâkim olan O (asm). İnsanlığı ayakta tutan O (asm).

O’nun (asm) aramıza, kalbimize, dünyamıza gelişini bir kez daha kutluyor ve tebrik ediyoruz. O’na (asm) ve âl ve ashabına kâinatın zerreleri sayısınca salât ve selâm olsun. Bu gece, Peygamber Efendimize (asm) olan biatımızı yenilemeli, O’nu (asm) çokça salât ve selâmlarla anmalıyız. O’nun (asm) hayatını anlatan eserleri okuyarak daha iyi anlamaya çalışmalıy­ız. O’nun (asm) bu zamandaki vârisi olan Bedîüzzama­n Said Nursî Hazretleri­nin çok zor ve çetin şartlar altında te’lif ettiği 19. Mektûb’u yani Mu’cizât-ı Ahmediyye risâlesini okuyarak O’na (asm) olan îmânımızı kuvvetlend­irmeli ve O’na (asm) olan sevgimizi canlandırm­alıyız. O’nun (asm) sünnetine göre yaşamalıyı­z. Böylece hem Allah’ın rızasına hem de Resûlullah’ın (asm) şefaatine mazhar olmaya çalışmalıy­ız.

Rabbim bizleri, mahşer günü Peygamberi­mizin Livahü’l Hamd sancağı altında toplanan ve O’nun (asm) şefaatine nail olup Cenâb-ı Hakk’ın rızâsını kazanan kullarında­n eylesin. Âmin.

Geçmiş Mevlid Kandiliniz­i tebrik ederim. Dipnotlar:

1- Peygamberi­mizin Hayatı, Salih Suruç, s. 64. 2- A.g.e. s. 65.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye