Yeni Asya

Şefaat hak mıdır, kimler şefaat edebilir?

- Ali Ferşadoğlu fersadoglu@yeniasya.com.tr

“Şmânâ efaat hak mıdır, kimler şefaat yapabilir? Meselâ,

ikliminin büyükleri, velî zatlardan şefaat dilemek doğru mudur? Kimler kimlere şefaat edecektir? Kimileri bunu şirk olarak vasılandır­ıyor?”

Şefaat, af için vesîle olmak demektir. Ahiret günü, bir kısım günahkâr Müslümanla­rın, affedilmel­eri ve itaat eden, sevâbı çok mü’minlerin de yüksek mertebeler­e ulaşmaları için, Peygamber Efendimiz (asm) ve sair büyük zevâtın Allah ü Teâlâ’dan (cc) niyaz ve istirhamda bulunmalar­ıdır. Şefaat, Kur’ân ve Sünnet ile sabittir. Ancak, her büyük zât veya kâmil kişi şefaat edecek diye bir kaide yoktur.

Yalnızca Cenâb-ı Hakk’ın izin verdikleri, bu yüksek mertebeye O’nun fazlı ile ulaşacakla­rdır. Bu husus, pek çok âyet-i kerîmelerd­e ifâde edilmekted­ir. Kur’ân’da çeşitli sûrelerde, 11 âyette “şefaat”ten bahsedilme­ktedir.

Birisi şudur: “İzin verdiğinde­n başka kimsenin şefaati O’nun huzurunda bir fayda vermez. Nihâyet kalblerind­en korku giderilinc­e şefaat bekleyenle­r, şefaat edeceklere, ‘Rabbiniz ne buyurdu?’diye sorarlar; onlar da, ‘Hakkı buyurdu ve şefaat izni verdi’ derler. O herşeyden yüce, herşeyden büyüktür.”

Bir diğer âyet-i kerîmede de şöyle ferman edilmekted­ir: “Ve öyle bir günün azâbından korkun ki, o gün hiç kimse, kimsenin cezâsını hiçbir şekilde kaldıramaz. Kimseden fidye kabul edilmez. Allah’ın izni olmadıkça kimseye şefaat fayda vermez. Onlar hiç kimseden yardım görmezler.”

Şu iki âyette de şefaat şöyle geçer: “Onlar, Allahın râzı olduğu kimseden başkasına şefaat edemezler.”

Şefaatin hak olduğu, Kıyâmet günü sadece bizim Peygamberi­mize (asm) şefaat yetkisi verildiği, dolayısıyl­a Peygamber Efendimizi­n (asm) bir kısım Cehennemli­kleri şefaatiyle kurtaracağ­ı, kimlere şefaat edileceği, şefaatin kaç kısım olduğu, şefaat talep etmenin sadece günahkârla­ra has olmadığı meseleleri, hadis-i şerîlerde teferruatl­ı olarak açıklanmış­tır. Bu hususlarda, İslâmın ikinci temel kaynağı olan Kütüb-ü Sitte’de, onlarca hadis-i şerîf mevcuttur.

Resul-i Ekrem, bir hâdis-i şerifinde şöyle buyurmakta­dır: “Her peygamberi­n Allah’ın kabul edeceği bir duâsı vardır. Her peygamber o duâyı yapmada acele etti. Ben ise bu duâmı kıyamet gününde ümmetime şefaat olarak kullanmak üzere sakladım. Ona inşallah ümmetimin şirk koşmadan ölenleri nail olacaktır.”

Ebu Hureyre (ra) nakletmişt­ir: “Rasulullah’a (asm) Kıyamet günü senin şefaatinde­n en çok nasibi olan kimdir?’ diye sordum... ‘Kıyamet günü, şefaatimde­n nasibi olan, kalbinden lailahe illellah diyen kimsedir’ buyurdu.”

Herkese hüsn-ü zan edip kendimizde­n iyi bilmemiz gerektiğin­e göre, dilediğimi­z büyük zâtları, “şefaatçı” yapabiliri­z. Umulur ki, Allah, ona şefaat izni verir. Önemli olan, şefaate nail olabilmek, bu uğurda çaba sarfetmekt­ir. Allah, cümlemizi, başta Peygamber Efendimizi­n (asm) ve razı olduğu büyük zevâtın şefaatine nâil eylesin. Amin. D pnotlar: 1- Sebe Sûresi, 23. 2- Bakara Sûresi, 123. 3- Enbiya Sûresi, 2. 4- Buharî, Davud, I, Tevhid 31; Müslim, İmân 334. 5- Buhâri, Rikak: 51.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye