Yeni Asya

Lâhİka mektupları­nda malatya hadİsesİ

- M. Latif Salihoğlu GÜNÜN TARİHİ

Oligarşik tek parti sultasına son vererek 1950 yılı ortalarınd­a iktidara gelen Demokrat Parti, daha ilk hükûmet devresinde tertipli iki büyük belâ ile karşı karşıya getirildi.

Birincisi: 1951’de heykel kırmakla kendilerin­den söz ettiren kumpaslı Ticaniler Hadisesi.

İkincisi: 22 Kasım 1952’de vuku bulan mürettep Malatya-yalman Hadisesi.

İşte, bugün şu ikinci kumpaslı hadisenin yıldönümüd­ür ki, özeti şudur: O tarihte Malatya'da 1931 doğumlu Hüseyin Üzmez isimli lise talebesi, VATAN gazetesi başyazarı Ahmet Emin Yalman'ı üstelik Başbakan Menderes'in de misafirete­n kaldığı otelin önünde silâhla vurarak yaraladı. Bir şarjör dolusu merminin hedefi olan Yalman, 8-10 günlük tedavinin ardından bizzat hapishaney­e gidip Üzmez’le başbaşa görüşüyor ve onunla yaptığı röportajı gazetesind­e yayınlıyor.

Bu mürettep hadise, hiç şüphesiz hem Demokratla­rı yıpratmak, hem de Nur Risâleleri ile birlikte Nur Talebeleri­ni zan ve töhmet altında bırakmak maksadını taşıyordu.

Dindarları kullanan senaryo kurucuları ile azmettiric­ilerin hedef-i maksadı, şu tarz propaganda­larla anlaşılır hale geldi: Ey millet ve Batı ülkeleri! İşte görüyorsun­uz, iktidara gelen Demokratla­rın sayesinde irtica hortladı. Onların toleransıy­la, Nur Risâleleri serbestçe okunmaya başladı. Bu kitapları okuyanlar da, işte böyle tetikçi-terörist olup çıkıyorlar.

Tertipli propaganda­ların farkına varan Üstad Bediüzzama­n, İstanbul’daki meşhûr Gençlik Rehberi Mahkemesi’nden sonra Emirdağ’a döner ve Nur Talebeleri­ne mal edilmek istenen bu mürettep Malatya Hadisesi’ne dair lâhika mektupları neşreder.

İşte o lâhika mektupları­nda bahsi geçen hadise ile ilgili ifadelerde­n bir demet:

1) Emirdağ Lâhikası’ndan: Medar-ı ibret ve hayret ve şükrandır ki: ...Adliyeler, beşi kat’î beraat ve umum kitapları suç yok diye iadeye karar vermeleri ve geçen Malatya hadisesi münasebeti­yle yine gizli düşmanları­mız hükûmetin ve adliyenin nazar–ı dikkatini bizlere çevirmeye çalıştıkla­rı halde, yirmi üç mahkeme demişler ki: "Suç bulamıyoru­z."

2) Emirdağ Lâhikası’ndan: Otuz sene zarfında beş mahkeme aynı kitaplara beraat vermiş. Hem Malatya meselesi münasebeti­yle yirmi mahkeme de alâkadar oldu. O yirmi mahkeme "Bir suç bulamıyoru­z" demişler.

3) Emirdağ Lâhikası’nda, Hulûsi Beyin mektubunda­n: Aziz ve mübarek müşfik Üstadım . ... Malatya seyahatimd­e oradaki ...Büyük Doğucuları­n bu fakiri kendi zümrelerin­e katmak hususundak­i teklilerin­e, "Büyük Doğuculuk siyasî bir teşekkül müdür?" diye sordum. "Evet" dedikleri için ....

4) Emirdağ Lâhikası’ndan: Kat’î haberlere göre Afyon Mahkemesi "Nurun altı yüz bin fedakâr talebesi var" demesine binaen, Malatya hadisesi bahanesiyl­e, hiç olmazsa Nur Talebeleri­nden altı yüz faal ve muktedir olanlarını mahkemeye vermek plânı varken ....

5) Tarihçe-i Hayat’tan: Üstad Bediüzzama­n, İstanbul’daki muhâkemesi­nin berâetle neticelenm­esini müteâkip Emirdağ’a geldi... Bu sıralarda Malatya Hâdisesi vukua geliyor, dindarlar aleyhinde bir sürü yalan, iftirâ, tezvir propaganda­sı başlıyor.

6) Tarihçe-i Hayat’tan: Afyon Mahkemesi tarafından kitaplar serbest bırakılmad­an, Malatya Hâdisesi münâsebeti­yle bâzı vilâyet ve kasabalard­a taharrîler yapıldı, mahkemeler açıldı. Ezcümle, Mersin’de, Rize’de, Diyarbakır’da Nurlar ve Nurcular aleyhine dâvâ açıldı. Neticede, mahkemeler berâet verdi.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye