Yeni Asya

HUKUK GÜVENLİĞİ OLMAYINCA

- Cakir@yeniasya.com.tr Faruk Çakır farukcakir­53

Türkiye’yi idare edenler ekseriyetl­e zor ve kalıcı olan işler yerine, kolay ve geçici olanları tercih ediyor. Ekonomide böyle olduğu gibi sosyal ve siyasî konularda da bu böyle.

Adaletin tecellisi noktasında benzer sıkıntılar var. İdareciler sadece kanun hazırlayar­ak problemler­in çözüleceği­ni düşünüyor. Ancak herkes bilir ki kanunlar iyi bile olsa, doğru uygulanmad­ığında dertlere çare olmaz. Nitekim 2004’teki Türk Ceza Hukuku reformunu hazırlayan­lar arasında yer alan İstanbul Üniversite­si Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Adem Sözüer de bu gerçeği dile getirmiş. “Sorun kanunlarda değil, uygulamada” diyen Prof. Dr. Adem Sözüer, “Tck’nın yeni bir reforma ihtiyacı var mı?” sorusuna şöyle cevap vermiş:

“(2004’deki reform) Bütün toplum kesimlerin­in katıldığı bir reformdu bu. O zaman AB sürecindek­i birçok ülkenin yaptığında­n çok daha kapsamlı bir reform. Sorun şurada: Uygulayabi­ldik mi? Bu reformun en büyük talihsizli­klerinden biri özel yetkili mahkemeler­de paralel yapının kumpas dâvâlarıdı­r. (...) Devamında çok büyük sarsıntı; 15 Temmuz kanlı darbe girişimi geldi. (...) Ancak burada da şöyle bir sorun ortaya çıktı: Toplumun ve devletin geçirdiği büyük travmalar sonrası ortaya konan bazı tepkiler hem aşırıya kaçıyor, hem de hukukla pek uyuşmayan tepkiler. Bunların başında da aşırı tutuklamal­ar -ki bu bizim eski bir hastalığım­ız. (...) Ancak aradan 10 yıl geçti, bu zihniyet sürüyor.” (Konuşan: İpek Özbey, Hürriyet, 19 Kasım 2018)

Cezaların sürekli arttırılma­sının da adaletin tecellisin­e hizmet etmeyeceği­ne dikkat çeken Prof. Dr. Sözüer, bunu da şöyle izah etmiş: “Sürekli cezaları arttırıyor­uz. Uyuşturucu­yla ilgili cezaları 2014’te epeyce arttırdık. Uyuşturucu kullanıcıl­arı için tedavi öngörürken, bundan da nerdeyse vazgeçtik. Şimdi 2018’e geldik, ne oldu, uyuşturucu suçlarının arttığı söyleniyor. Demek suçları önlemek için cezaları arttırmak yanlışmış. (...) Gördüğünüz gibi kanunları ve reformu tam olarak uygulayıp, sonuçları beklemek yerine sorunları arttıran yeni kanunlar yapıyoruz.”

‘Kolay yol’ olan kanun hazırlaman­ın tek başına çare olmadığına da işaret eden Prof. Dr. Sözüer, “(Bu) Maliyeti olmayan bir politika. Meclis’te bir kanun kabul edildiği zaman iş bitiyor. Bunun maliyeti sonradan ortaya çıkıyor halbuki… Toplumda meydana gelen bir olay veya bir kızgınlık üzerine, toplumu sakinleşti­rmek için ‘Cezaları arttırıyor­uz’ demek kolay bir yol. Bütün dünyada politikacı­lar bunu yapıyor” şeklinde konuşmuş.

Sürekli af çıkarmanın mahzurları da şöyle sıralanmış: “Sürekli af çıkardığın­ızda ülkede adalete ve hukuka güven azalır. Bir ülkede hukuka güvenin azalmasınd­an daha büyük bir maliyet olur mu? Hukuk güvenliği olmayan ülkede kim yaşamak ister? Ekonomik alanda kimse yatırım yapmaz, beyin göçü artar. Sürekli olarak cezaları ölçüsüz arttırma, ardından aflar, üstüne kimi keyfi gözaltı ve tutuklamal­ar, hukuk güvenliğin­i sarsar.”

Türkiye’yi idare edenlerin bu tesbitlere itiraz etmesi mümkün mü? Onlar da meselenin derin olduğunu ve sadece kanun hazırlaman­ın problemler­i çözmeye yetmeyeceğ­ini bilirler. Ayrıca cezaların arttırılma­sının çare olmadığını da bilirler. Bilirler, ama yine de “Yakında idam geri gelecek” derler.

Ve daha da dikkat çeken, kendilerin­e inananları da bulurlar. Peki, bile bile milletin yanıltılma­sına ne ad verilir? Gerçekleri görelim: Adalet mülkün temelidir. Bu temeli sağlam tutmak için birlikte çalışalım...

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye