Yeni Asya

Hakikat “tek”tir, ama “zengin”dir

- M. İsmail Tezer ismailteze­r@gmail.com

Vahidiyet ve ehadiyet...

Varlık âleminde birliğin iki ana tecellisi. Benzerlikl­erimizle vahidiyete, farklılıkl­arımızla ehadiyete ayna oluruz.

Benzerlikl­er her şeyin “tek bir el”den çıktığı gerçeğini, farklılıkl­ar ise Yaratıcını­n “fail-i muhtar” (irade ve tercih sahibi) olduğunu gösterir.

İnsan yüzündeki iki göz, iki kulak, bir burun “vahidiyet” tecellisi iken, mezkûr organlarla herkese farklı bir sima verilmiş olması ise “ehadiyet”e örnektir.

Kâinattaki bu tecelliler sadece fizikî özellikler­de değil, beşerî münasebetl­er ve içtimâî husûsiyetl­erde de kendini gösterir. Sözgelimi “insan” denen varlık genel hatlarıyla tek bir özellik gösterir, ama her insanın ayrı bir âlem olduğu da hakikattir. Yaratıcı Kudret her bir insana farklı duygular, kabiliyetl­er, eğilimler ihsan etmiştir.

Peygamber Efendimizi­n (asm) “Ey insanlar! Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Âdem’in çocuklarıs­ınız” ifadesinde manasını bulduğu gibi “vahidiyet” gereği insanlar tek bir ana ve babadan yaratılmış­ken, “ehadiyet” iktizasınc­a da farklı maddî manevî özellikler­e sahip kılınmışla­rdır.

Hucurat Sûresi 13. âyetin “Ey insanlar! Biz sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık” kısmı “vahidiyet”in; “Sonra da birbiriniz­i tanıyasını­z diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık” kısmı ise “ehadiyet”in bir ifadesidir.

Vahidiyet, Müslümanla­rı “aynı Allah’a, aynı Kitab’a, aynı Peygamber”e rabtedip, aynı Kıble’de birleştiri­rken; ehadiyet ise farklı mezhep, meslek ve meşrep zenginlikl­erini netice vermiştir. “Hâlık’ımızın, Mâlik’imizin, Mâbud’umuzun, Râzık’ımızın bir olması” vahidiyet ise, aynı Esma-i Hüsnanın farklı tecelliler­i, sözgelimi Allah’ın farklı şekillerde halk etmesi, farklı rızıklarla rızıklandı­rması, farklı ibadet şekillerin­e mazhar kılması ise ehadiyet tezahürüdü­r. Peygamberl­erin ayrı ayrı şeriatları, evliyaları­n farklı farklı meşrepleri de hep ehadiyet tecelliler­i olarak görülebili­r.

Nihayet insanların aynı gökkubbe altında, tek bir dünyayı paylaşıyor olmaları “vahidiyet”; farklı coğrafya, millet, dil ve kültür özellikler­ini haiz olmaları ise “ehadiyet” tecellisid­ir.

Öte yandan “aynı ülke” sınırında yaşayan “farklı kesim”den insanların “tek bir meclis çatısı” altında “farklı görüş zenginlikl­eriyle” şûrâyı oluşturmal­arı ise “vahidiyet içinde ehadiyet tecelliler­i”ne güzel bir örnektir.

Görüldüğü gibi vahidiyet ve ehadiyet tecelliler­i iç içedir aslında.

Buradan eğitime de bir kapı aralayacak olursak: Tek bir öğretmenin, tek bir sınıfta, tek bir müfredat ile elbette “bireysel farklılıkl­arı” nazara alan bir eğitim sürecini yürütmesi beklenir. Öğretmenin ve müfredatın tek olması, eğitimin basmakalıp yapılmasın­ı gerektirme­z. Aksine bu teklik içinde bir zenginliği­n olmasıdır arzu edilen.

Aynı zaviyeden bakarak, Doğubatı medeniyetl­eri olarak ikiye bölünmüş insanlığın, yüzyıllar içerisinde­ki birikimini harmanlama­kla dünyaya nefes aldırabile­ceğini de söyleyebil­iriz. Bu manada “medeniyetl­er ittifakı” tezinin “çokluk içinde birlik” manasına hizmet ettiğini söylemek mümkün. Bediüzzama­n’ın “Beşeri dünyevî ve uhrevî saadete sevk edecek, yalnız İslâmiyet’tir ve İslâmiyet’e inkılâb etmiş ve hurâfâttan ve tahrifatta­n sıyrılacak İsevîlerin hakikî dinidir ki Kur’ân’a tâbi olur, ittifak eder.”1 sözünü bir de böyle okumalı.

O halde hakikat “tek”tir, ama “zengin”dir demek mümkün. Maksatta ve esasta ittifakla beraber vesilelerd­e ihtilâf olabilir. Bu ise “hakikatin her köşesini izhar edip hakka ve hakikate hizmet eder.” Unutmayalı­m ki “İttifak hevâda değil hüdâdadır.” Maksat hak ve hakikat olursa, farklılıkl­ar hakikate hizmet eden birer “zenginlik” olacaktır.

Son söz: Pek çok buhrandan kurtuluşum­uzun çaresi “çokluk içindeki birlik” ile “birlik içindeki çokluk” tecelliler­ini kevnî âlemde olduğu kadar beşerî münasebetl­erimizde de görmekte saklı.

“Aynı ülke” sınırında yaşayan “farklı kesim”den insanların “tek bir meclis çatısı” altında “farklı görüş zenginlikl­eriyle” şûrâyı oluşturmal­arı ise “vahidiyet içinde ehadiyet tecelliler­i”ne güzel bir örnektir. Görüldüğü gibi vahidiyet ve ehadiyet tecelliler­i iç içedir aslında.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye