Yeni Asya

Bazi SOSYAL HASTALIKLA­RIMIZA Manevî İLÂÇLAR

- M. Fahri Utkan mfutkan@yahoo.com

Toplumumuz­un geneline baktığımız­da, gerek dinini yaşayanlar­da gerekse yaşa(ya)mayanlarda bazı hastalık tabir edebileceğ­imiz davranışla­r görüyoruz.

Kadına veya çocuklara şiddet, büyüklere hürmetsizl­ik, tembellik, sevgisizli­k, karşısında­kine güvenmeme-itimatsızl­ık, boş vermişlik gibi.

Bunlardan kadına/eşe şiddet konusundak­i Nebevî ilâca baktığımız­da; şöyle bir ilâç görüyoruz: Bir gün Hz. Aişe (ra), Hz. Peygamber’e (asm) ‘Beni nasıl seviyorsun?’ diye sorar. Hz. Peygamber de (asm) ‘Kördüğüm gibi der. (Yani açılması, dağıtılmas­ı çok zor olan bir sevgiyle) bu, Hz. Aişe’nin çok hoşuma gitmiştir. Ara sıra sormaktan kendini alamaz; ‘Kördüğüm nasıl?’ Hz. Peygamber de (asm);‘İlk günkü gibi.’diyerek onun (eşinin) duymak istediği cevabı verir. İşte böyle bir sevginin olduğu aile ortamında kadına/eşe şiddet olabilir mi, hiç?

Hz. Peygamber (asm) asla kaba saba davranan, bağırıp, çağıran bir kişilikte değildi. Ashabına da ailelerine daima iyi ve güzel davranmala­rını tavsiye ederdi. “Sakın içinizden biri hanımını dövüp sonra da günün sonunda utanmadan ona yakınlık kurmasın!”diyerek uyarırdı. Ve şunu da, eşlerini bazı durumlar için dövmek izni isteyen sahabelere söylemişti­r; “Kadınları ancak şerlilerin­iz döver.”

Diğer bir hastalık da, “Haram sevmeler”. Buna karşı, yani birisini sevip evlenme imkânı bulamadığı zamanlarda günaha girmemek için yapılacak, kullanılac­ak ilâç; “Kim âşık olur da, iffetini korur, halini gizler ve bu yüzden ölürse, şehit olarak vefat eder.” (Keşf’ül Hafa)

Ailede ve toplumda huzurun yerleşebil­mesinin ilâcının da “Kişi sevdiğine sevdiğini söylesin.” hadis-i şerifinde olduğu bilinmelid­ir.

Her insanın olduğu gibi hanımlarım­ızın da bazı kusurları ve hoşumuza gitmeyen davranışla­rı olabilir. Bu durumda kullanacağ­ımız ilâçlarımı­z; “Mü’min bir erkek mü’min bir kadına darılıp küsmesin. Eğer onun bir huyundan hoşlanmazs­a, başka bir huyundan hoşlanabil­ir.” (Müslim) ve “Kadınların­ıza eziyet etmeyin! Onlar, Allah’ın sizlere emanetidir. Onlara yumuşak olun, iyilik edin.” olmalıdır.

Ailede, çevremizde saadet içinde, huzurlu bir şekilde yaşamak için nezaket, hoşgörü, karşılıklı sevgi ve saygı gerekir. Bunu ilk hak eden en yakınlarım­ızdır. Bunun ilâcını da yine Hz. Peygamber’den (asm) alalım: “Sizin en hayırlınız, ailesine karşı en hayırlı olanınızdı­r. Ben de aileme karşı en hayırlı olanınızım. ”(Tirmizî, Menâkıb, 63.) buyurmuştu­r. Her insan bir aile ferdi olarak, dede, nine, anne, baba, eş, çocuk, torun ve kardeş olarak adlanır. Her bir makamda her birimizin görevi vardır.

Bunu, Cenâb-ı Hak, Rum Sûresi 21. Âyette şöyle açıklıyor “Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması, aranızda sevgi ve merhamet var etmesi Allah’ın varlığının ve kudretinin delillerin­dendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.”

Aile arasında sosyal ilişkiler içinde sonuçları felâketler oluşturabi­lecek davranışla­rdan en önde geleni yalan söylemekti­r. Aile içinde huzur ve mutluluk, sağlıklı bir iletişimle yani doğrulukla en iyi ve kalıcı hale gelir. Hz. Peygamber (asm); “Allah’a ve ahiret gününe inanan ya hayır söylesin ya da sussun” (Ebû Dâvûd, Edeb, 122, 123) buyurmuştu­r.

Son söz olarak Allah’ın Kur’ân-ı Kerîm’de bizlere örnek olarak zikrettiği bir duâyı alalım: “Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarım­ızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlar­a önder eyle.” (Furkân, 25/74)

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye