“ESKİ HAL MUHAL" ne DEMEKTİR?
Bediüzzaman, Münâzarât isimli eserinde Osmanlı Devletini değerlendirir. 1910’lu yıllarda, hürriyetin, meşrûtiyetin, demokrasinin, parlamenter sistemin güzelliklerini, nimetlerini, getirilerini halka, talebelere, ilim, fikir erbabına, ehli aşiret mensuplarına, hatta evliyalara anlatmak için bir seyahate çıkar. Eski hal ile (padişahlık, istibdat, tek adamcılık) yeni hali, meşrûtiyeti, demokrasiyi, parlamentere sistemi sorarlar. Bediüzzaman, az, öz, kısa ve veciz bir cümle ile toplumun ve Osmanlı devletinin akıbetini özetler:
“Eski hal muhal; ya yeni hal veya izmihlâl (çökme, yıkılma, yok oluş).”
Eski hal, istibdat, diktatörlük, baskı, keyfi harekettir. Kanunsuzluk, hürriyetsizliktir. Şeffalık, sorgulama kültürünün olmadığı, “riyaset-i şahsiyenin hakim” olduğu bir yönetim sistemidir.
Yetkilerin tek elde toplanmasıdır. Yeni hale gelince: Hürriyet, demokrasi, meşveret, şeffaklık, sorgulama.
Adalet, hukukun üstünlüğü. Başta fikir olmak üzere bütün hakları ihtiva eden din ve vicdan hürriyeti, konuşma, yazma hürriyeti.
Meşrûtiyet, cumhuriyet, adalet, meşveret, inhisar-ı kuvvet, yani, kuvvetler ayrılığı prensibinin hâkim olması…
Denetim, şeffalık ve sorgulamanın korkusuzca yapılabildiği, çok seslilik, katılım…
Meclisin ve parlamenter sistemin bulunduğu… Herşeye cemaat, topluluk, ekiplerin karar vermesi, icra etmesi yeni haldir.
İşte nerede yeni hal varsa, yani nerede hürriyet, demokrasi varsa, orada kalkınma, gelişme, zenginlik, ilerleme, refah, ilim, fikir hürriyeti, haklar, birlikte hareket, üretim vardır, gelişme var, terakki vardır…
Osmanlı yeni hale geçemedi, eski halde takılıp kaldı, izmihlâle uğradı, yıkıldı...
“Yeni hal” diyebilseydi-ki, diyemedi; o zaman, “izmihlâl”e uğramazdı.
Bugün de ekonomiyi, eğitim, adalet sistemini, hak ve hürriyetleri çökerten; ülkeyi krizden krize sürükleyen, dev şirketleri batıran eski hal değil mi? Darbeler, (ihtilâller), müstebit anayasalar, darbeciler değil mi?
Yani, hak, hürriyet, demokrasinin yokluğu ve istibdat, totaliter anlayış, diktatörlük, keyfilik, hukuksuzluk, adaletsizlik değil mi?
Evet, ya istibdat gidecek, hürriyet, adalet, meşveret, demokrasi gelecek; ülke kalkınacak, millet refaha kavuşacak veya ekonomi çökecek, ülke krizlerden krizlere sürüklenecek!
Yani ya yeni hal, ya izmihlâl…
D pnot: 1- Bediüzzaman Said Nursî, Münâzarât, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 52.