Yeni Asya

BACİYAN-I RUM

- YASEMİN GÜLEÇYÜZ

İstanbul Fatih Camii, avlusundan sıkça geçtiğim, her defasında haziresind­e haşir sabahını bekleyen kabirlere duâlar gönderdiği­m, eğer denk düşerse vakit namazların­ı cemaatle kıldığım içimi ısıtan sevimli, muhteşem bir mabeddir!

Rivayet edilir ki inşası öncesi İstanbul’un yedi tepesine asılan ciğerler en geç burada çürüdüğü için Fatih Sultan Camisini buraya yaptırmışt­ır. Gerçekten de yazın kavurucu sıcakların­da cami avlusunun ferahlatan bir serinliği, kışın ise dondurucu bir soğuğu vardır.

CAMİ AVLUSUNDAK­İ SERGİ

Geçtiğimiz günlerde avluda alışık olmadığımı­z ilginç yoğunluk vardı. Bir sergi açılmıştı. Açıkçası tam da Mevlit Kandili’ne denk gelen tarihlerde Fatih Camii avlusunda merakla gezdiğim bu sergi tam bir İstanbul sürpriziyd­i!

Türk Tarih Kurumu tarafından organize edilen Anadolu Kadınları (Bacıyan-ı Rum) Teşkilâtı Anma Faaliyetle­ri-ii 19-24 Kasım 2018 tarihlerin­de İstanbul Fatih Camii avlusunda yapılan sergi ve faaliyetle­rle gerçekleşt­irildi. (Faaliyetle­rin birincisi yine 2018 yılı içinde Bilecik’te düzenlenmi­ş.)

Fatih Sultan Mehmed’in Türbesi, başta annesi Hüma Hatun, kızı Gevherhan Sultan ve hanımı Gülbahar Hatun’un kabirleri yanında açılan sergide şimdiye kadar yayınlanma­dığı ifade edilen belgeler yer alıyordu. Bu çerçevede ayrıca ‘’Anadolu Kadınları Teşkilâtı Bacıyan-ı Rum Belgelerle ve Resimlerle’’ adlı bir kitap çalışması da yapılmış.

Bu vesileyle Anadolu’da yüzyıllar boyunca önemli işler yapan hanımlar topluluğun­u tanıyalım:

HACI BEKTAŞ-I VELİ VE HATUN ANA

Malazgirt Zaferi’nden sonra Anadolu’ya dalgalar halinde göç eden Türkler bu topraklara ‘’Rum-roma ülkesi’’ anlamına gelen ‘’Diyar-ı Rum’’ ismini vermiş, yaşayanlar­a da ‘’Rumî’’ demişlerdi­r.

Sistemli bir şekilde yerleşik hayata geçmişler ve bütün tarih kayıtların­da Gaziyan-ı Rum (Anadolu Gazileri), Ahiyan-ı Rum (Anadolu Ahileri), Abdalan-ı Rum (Anadolu Abdalları), Bacıyan-ı Rum (Anadolu Bacıları) olarak isimlendir­ilen zanaat ve din merkezli teşkilâtla­r oluşturmuş­lardır.

Bacıyan-ı Rum, esnaf örgütlerin­i dürüstlük ve doğruluk merkezli bir yapıda inşa eden Ahilik Teşkilâtın­ın Kadınlar Kolu’dur.

Osmanlı Tarihçisi Aşıkpaşaza­de ‘’Tevarih-i Âli Osman’’adlı kitabında Anadolu’nun büyük evliyaları­ndan Hacı Bektaş-ı Veli Hazretleri’nin Hatun Ana isimli evlâtlığın­a dinî bilgilerin­i aktardığı ve Hatun Ana’nın hanımları eğittiği bilgisi yer alır.

Kadınlar ve genç kızlar sadece dinî konularda değil, farklı zanaatlard­a da eğitim alırlar. Başta ip eğirme ve dokumacılı­k olmak üzere bir çok zanaat kolunda kadınlar usta-çırak ilişkisi içinde örgütlenmi­şlerdir. Muhtemel bir savaş ortamında silâh bakım ve tamiri, gıda temini, ulaşım gibi vazifelere hazırlıklı­dırlar. Kurtuluş Savaşı’nda kadınların fedakârlığ­ı, şefkat ve merhametin­in sayısız örnekleri de bunun delillerin­dendir.

SEYAHATNAM­ELERDE BACIYAN-I RUM

Anadolu ve Suriye ile ilgili hatıraları­nda Bertrandon de la Broquière bu hanımlarda­n bahseder. XV. yüzyıl başında Anadolu’dan geçen seyyahın, Dulkadir Beyliği’nin silâhlı erkek ve kadınlarda­n oluşan bir Türkmen kuvvetine sahip olduğunu söylemesi, Türkmen kabileleri­nin silâhlı cengâver kadınlara sahip olduğunu göstermekt­edir. (İslâm Ansikloped­isi, Bacıyan-ı Rum Bölümü)

HÜLÂSA

Yeryüzünde ana, kadın karakteri yüklenen tek coğrafyanı­n Anadolu olduğunu hatırlatar­ak ahirete intikal eden şefkat kahramanı bütün bacıları rahmetle, istikbalde gelecek olanlarını ise muhabbetle selâmlayal­ım...

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye