ÜÇ GÜZEL HABER
Müslümanları ümitsizliğe sevk eden yorumlara karşı çıkan her zaman ümit ve müjde veren Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri,“İfrat ediyorsun, hayâli hakîkat gösteriyorsun. (...) Zaman âhirzamandır, gittikçe daha fenâlaşacak” diyenlere karşı tarihe geçen şu cevabı vermiştir: “Neden? Dünya herkese terakkî dünyası olsun da, yalnız bizim için tedennî dünyası olsun, öyle mi? İşte, ben de sizinle konuşmayacağım, şu tarafa dönüyorum, müstakbeldeki insanlarla konuşacağım.” (Münâzarât, s. 87)
Günümüzde de üzücü haberlerle müjdeli haber ve hadiselerin mücadelesi yaşanıyor. Dünyaya “iyiler” ve “kötüler” yani “Birinci Avrupa” ve “İkinci Avrupa” gerçeğinden bakıldığında hadiseler daha isabetli bir şekilde yorumlanabilir.
Bir günde duyulan üç müjdeli haber, “Birinci Avrupa” anlayışının yaygınlaşacağını akla getiriyor. İlk haber Avusturya’dan: “Avusturyalı rahip ve teolog Paul Zulehner, aşırı sağcı hükümetin anaokullarında yürürlüğe giren başörtüsü yasağını, ilkokullarda da uygulamak istemesine tepki göstererek “Devletin başörtüsüne müdahale etmesi, tamamen totaliter bir saldırıdır” ifadesini kullandı. Zulehner, Kurier gazetesine yaptığı açıklamada, hükümetin meclis eğitim komisyonuna taşıdığı ilkokullarda başörtüsünün yasaklanmasına ilişkin yasa tasarısının “mantık dışı bir yasak” olduğunu belirtti. Avusturya’daki Müslüman genç kızların hükümetin yorumladığı gibi kişiler olmadığına dikkati çeken Zulehner, aşırı sağcı hükümetin hangi hakla başörtüsü konusuna müdahil olduğunu anlamlandıramadığını ifade etti. Zulehner, hükümetin dinî gruplar arasında adaletsizce hareket ettiğini söyleyerek “Eğer başörtüsü yasaklanıyorsa bütün okullardan haç işareti de derhal kaldırılmalı” görüşünü paylaştı. Yasa tasarısına göre, ilkokul öğrencilerinin 10 yaşına kadar başlarını örtmeleri yasaklanacak. Yasak yalnız Müslümanlara ait başörtüsünü değil aynı zamanda Sihizm dini mensuplarının kullandığı türbanı da kapsayacak.” (AA, 23 Ek m 2018)
İkinci haber Hollanda’dan: “Hollanda’da Amsterdam Belediye Başkanı Femke Halsema, ülkede onaylanan burka yasağını başşehirde uygulamayı düşünmediğini söyledi. Burka yasağını uygulamayı düşünmediğini belirten Halsema, “Bunun bizim şehrimize hiç yakışmadığını ve bir kadın burkalı olduğu için onu tramvaydan çıkarmanın Amsterdam’a ait bir uygulama olmadığını düşünüyorum” dedi. Halsema, sorunun ölçüsüne bakıldığında burka yasağı yasasının büyük ve ağır olduğunu ifade etti. Şehirde kısıtlı sayıdaki zabıta ve polislerin sevkine bakıldığı zaman daha önemli konular olduğunu kaydeden Halsema, çok sayıda kişinin kendisiyle aynı fikirde olmayacağını sözlerine ekledi. Hollanda Senatosu 5 ay önce, uzun süredir üzerinde tartışılan burka yasağı yasasını onaylamıştı.” (AA, 24 Ekim 2018)
Üçüncü güzel haber de Arjantin’den: “Arjantin Bakanlar Kurulu Başkanı Marcos Pena, “Hükümet olarak, İslâm toplumunu önemsiyor ve saygı gösteriyoruz. Arjantinliler olarak da karakterimizi oluşturan çeşitlilikle gurur duyuyor ve elde ettiğimiz diyaloğun değerini biliyoruz” ifadesini kullandı. (AA, 24 Ek m 2018)
Elbette güzel haberler bunlarla sınırlı değil. Duyduğumuz ya da duymadığımız onlarca, belki yüzlerce güzel hadise yaşanıyor. Ancak Avusturyalı rahip ve teolog Paul Zulehner’in başörtüsü yasağına karşı çıkışındaki gerekçe çok dikkat çekici. Düşünün ki yasağa karşı çıkarken“başörtüsü yasaklanıyorsa bütün okullardan haç işareti de derhal kaldırılmalı” diyebiliyor. Neredeyse bir Müslüman din adamının dahi söylemediği, gündeme getirmediği bir meseleyi cesaretle gündeme taşımış.
Hakperest insanlara teşekkür etmek bütün İslâm âleminin üzerine bir vazifedir. Bu hakperest insanların İslâmla şerelenmesi için duâ edelim inşallah.