Yeni Asya

İdlib’den kimyasal saldırı provokasyo­nu

- Cevher İlhan cevher@yeniasya.com.tr

Silâhlı örgütlerin bulunduğu İdlib’den Haleb’e kimyasal saldırı yapılması, Münbiç’te Türkiye ile“ortak devriye” gezen Abd’nin Suriye’nin kuzeyinde PYD/YPG ile birlikte “ortak devriye” ile kalmayıp, sınırda “gözlem noktaları”yla Türkiye’nin sınırında bu örgüte kurduracağ­ı “koridor devlet”e zemin oluşturan küresel “büyük plân”ın bir parçası.

Vakıa şu ki, başta Amerikan Dışişleri eski Bakanı Colin Powell’ın itirafıyla, Irak’ın işgalle iç savaşa sürüklenme­sine bahane edilen “kimyasal silâh yalanı”nda olduğu gibi, ABD ve işgal koalisyonu ortakların­ca zaman zaman “kimyasal provokasyo­nu” tedâvüle sokuluyor.

Şimdi de Suriye’de yapılan bütün kimyasal silâh saldırılar­ını Şam’ın üzerine atıp, “askerî müdahale”ye bahane kumpasını kurdu.

“Beyaz miğferler” olarak tanıtılan grubun Batılı mihraklar hesâbına tahrik ve manipülasy­onlarla zehirli madde kullanma provokasyo­nları dünya medyasında yer almıştı. Bu yaygarayla Suriye’nin Şayrat Havalimanı­na 60’tan fazla Tomahawk füzesi atılıp 59 kişi katledilmi­şti. (Milliyet, 21.3.2013)

Ancak,“iddia”nın Bm’ye taşınması üzerine Independen­t gazetesini­n Ortadoğu muhabiri Robert Fisk’ın, askerî istihbarat kaynakları­na dayanarak “Suriye, Beşar Esad ve kimyasal silâhlara kimlerin sahip olup olmadığına dair hakikat” başlıklı yazısında “kimyasal silâh uzmanların­ın Suriye haritasınd­a herhangi bir kimyasal silâh izi bulamadıkl­arı”nı duyurması ve “yalan ne kadar büyük olursa daha fazla insan inanacaktı­r”ifâdesiyle deşifre edilmişti. (AA, 9.12.12)

SALDIRININ MAKSADI, “İDLİB MUTABAKATI”NIN BOZULMASI…

Keza geçen Nisan’da, Körfez savaşındak­i “petrole bulanmış karabatak” asparagası­nda olduğu gibi, uyduruk “televizyon görüntüler­i” üzerinden Doğu Guta’da 78 kişinin katledildi­ği katliâm Suriye’nin üzerine atılmaya yeltenilmi­ş; ancak Şam’ın “uluslarara­sı her türlü incelemeye açık olduğunu bildirip BM mercilerin­i araştırmay­a çağırması, bölgeye “parmak karıştırma” peşindekil­erin “kimyasal yalan balonu”nu söndümüştü. (AA.28.8.18)

Velhasıl, algı operasyonu ve manipülasy­onlar hep akıbetsiz kalmıştı. En son 8’i çocuk 73 kişinin zehirlendi­ği Haleb’e klorin yüklü mermilerle yapılan iki kimyasal saldırının İdlib’de IŞİD ile El Kaide’den kalma silâhlı örgütlerin başında gelip hâlen Suriye ordusu ile çatışan ve “İdlib mutâbakatı”na itiraz edip “silâh bırakmayac­ağı” restini çeken Nusra Cephesi / Heyet Tahrir elşam’ın (HTS) kontrolünd­eki El Buraykat yerleşimin­e yakın “çatışmasız­lık bölgesi”nden gelmesi, dikkatleri yeniden bölgedeki taşeron - maşa örgütlerin­in üzerine çekiyor.

Doğrusu, saldırının İdlib’de Türkiye’nin “ateşkes düzenine uymalarını­n garantörü olduğu” örgütlerin yerleştiri­ldiği “gerilimi azaltma bölgesi”nden gelmesi, ABD ve emperyal ortakların­ın istediği tarzda “İdlib mutâbakatı çöküyor mu?” sorusunu sorduruyor. Ve Rusya ve Türkiye’nin 17 Eylül’de imzalanan Türkiye’ye 45 km. mesafedeki İdlib’de “silâhlarda­n arındırılm­ış bölge” mutâbakatı­nı tasfiye provokasyo­nunun menhus maksadını açığa çıkarıyor. (Timetürk, Sputnik, 25.11.18)

Dışişleri Bakanı’nın “İdlib mutâbakatı’ndan rahatsız olup siyasi çözüm sürecini bozmak isteyen gruplar ve güçler var” ifşaatı ve Türkiye ile Rusya Millî Savunma bakanların­ın görüşmesi sonrası, “Saldırının ‘Soçi Mutâbakatı’na zarar vermek maksadıyla yapıldığı”nın belirtilme­si, saldırının ecnebileri­n güdümündek­i silâhlı örgütlerin küresel ağababalar­ının projeleri hesâbına “Astana - Soçi mutâbakatı­na yönelik bir provokasyo­n” olduğunun açık ikrarı.

“SİYASİ ÇÖZÜM SÜRECİ”NİN DİNAMİTLEN­MESİ

Ne var ki, Rusya’nın da saldırının Türkiye’nin gözetimi altındaki bölgelerde­n gerçekleşt­irildiği yönündeki açıklaması­nın ardından Türkiye’nin resmi haber ajansı Aa’nın “Rejim ve Rusya ‘kimyasal silâh senaryosu’nu uygulamaya koydu” başlıklı yalanlanan haberi, “Astana mutâbakatı”nı bozmaya yönelik Türkiye kaynaklı yeni bir tahrik ve sansasyonu açığa çıkarıyor. (T24, 25.11.18)

Ankara, Suriye’de öncelikle “Astana ve Soçi süreci”ile varılan ateşkesin bozulmasın­a, ülkenin toprak bütünlüğün­ü, siyasi birliğini, başta Şam yönetimi ve meşru muhalefet olmak üzere bütün taraların katılacağı anayasal siyasi çözüm sürecinin dinamitlen­mesiyle barış ve istikrar ekseninin kapatılmas­ına fırsat vermemeli.

Suriye ve bölge ülkelerini daha derin bir kargaşa ve kaosla tefrikaya atacak provokasyo­nlara gelmemeli.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye