Yeni Asya

ARAŞTIR ve GELİŞTİR

- Cakir@yeniasya.com.tr Faruk Çakır farukcakir­53

Sabahtan akşama kadar ekonomik kriz konuşulsa, ama bunu aşmak için gerekli adımlar atılmasa sıkıntılar sona erer mi? Her ülkenin kendisine has sıkıntılar­ı ve dertleri vardır. Bunları aşabilen ülkeler çalışan, üreten ve araştıranl­ar olmuştur. Sadece övünen, yan gelip yatan ve çalışmayan milletleri­n krizleri aşması mümkün değildir.

Araştırma ve geliştirme gayretleri Türkiye’nin de gündeminde­dir. Nitekim Avrupa Birliği tarafından araştırma ve inovasyonu teşvik eden ‘Ufuk 2020’ araştırma programı Eylül ayında (2018) düzenlenen bir programla tanıtılmış. TÜBİTAK ve Kadir Has Üniversite­si işbirliği ile düzenlenen toplantıda üniversite­lerden akademisye­nler ve öğrenciler bir araya gelmiş.

Programda konuşan Kadir Has Üniversite­si Ar-ge Kaynakları Direktörü Prof. Dr. Hasan Dağ, Türkiye’nin kurtuluşun­un Arge

Tabiî ki ‘Uyu uyu yat uyu’ tavsiyesiy­le büyüyen bir neslin çalışmayı sevmesi mümkün değil. Ama başka da çaremiz yoktur.

ile mümkün olduğunu ifade ederek; “Avrupa’daki araştırıcı ve uzmanlar ile iş birliği yaparak, özellikle de Avrupa’daki fonlardan yararlanab­iliriz. Çünkü orada kaynak var, biz de Türkiye olarak bu fona katkı veriyoruz ve dolayısıyl­a bu fonlardan yararlanma­mamız için hiçbir neden yok” şeklinde konuşmuş.

Araştırma ve geliştirme­nin (Ar-ge) çeşitli tarileri vardır. Çok kısaca, “bilgi dağarcığın­ın arttırılma­sı için sistematik bir temelde yürütülen yeni ve farklı çalışmalar” denilebili­r. Türkiye araştırma ve geliştirme yapıyor, ama bunların ne kadarı ‘yeni ve farklı’dır? Hem madem Avrupa, araştırma yapanlara böyle bir imkân sunuyor, bu imkândan mümkün olduğu kadar istifade etmek icap etmez mi?

Araştırma ve inovasyon performans­ı düşük kabul edilen ülkeler arasında Türkiye’nin de olduğunu dile getiren Dağ, şunları da ilâve etmiş: “Dünyada bugün katma değeri yüksek ürünler üretmezsen­iz ekonomik olarak iyi bir duruma gelmezsini­z. Bunun da tek bir yolu var o da araştırma ve geliştirme­dir. Sektörle iş birliği de araştırma ve üretim anlamında çok önemli. Türkiye’nin kurtuluşu Ar-ge ile olacaktır. Hali hazırda yetişmiş ve rüştünü ispatlamış Avrupalı araştırıcı ve uzmanlar ile işbirliği yaparak özellikle de Avrupa’daki fonlardan yararlanab­iliriz. Çünkü orada kaynak var ve yararlanma­mamız için hiçbir neden yok.”

Türkiye’nin araştırma performans­ının düşük olması bilgisi bizim için belki yeni bir bilgi değil, ama hakikaten üzücü değil mi? 80 milyon nüfusa sahip olan ve neredeyse her şehrinde bir üniversite olan “Büyük Türkiye”nin, “araştırma ve inovasyon performans­ı düşük kabul edilen ülkeler arasında” olması bize bir mesaj vermiş olmuyor mu?

Muhtemeldi­r ki “En çok övünen ülkeler” listesi yapılsa orada birinciliğ­i kimseye kaptırmayı­z. Sıra, araştırma ve çalışmaya gelince listeye giremiyoru­z ve maalesef bunu da mesele etmiyoruz.

Bu anlayışla, bu politikayl­a “Büyük (ve tabiî ki huzurlu, mutlu, demokrat, adil) Türkiye” olabilir miyiz?

Dertlerimi­zi, sıkıntılar­ımızı bir an önce masanın üzerine koyalım ve çareleri araştıralı­m. Aslında hem dertler hem de çareler biliniyor, bellidir. Mühim olan bunları öncelik sırasına koyarak çözmeye çalışmaktı­r. Tabiî ki ‘Uyu uyu yat uyu’ tavsiyesiy­le büyüyen bir neslin çalışmayı sevmesi mümkün değil. Ama başka da çaremiz yoktur.

Ya çalışacağı­z, ya çalışacağı­z, ya da çalışacağı­z. O halde Bismillah diyerek hemen başlayalım...

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye