Yeni Asya

Ağlamak rahmeti reddetmek midir?

- Süleyman Kösmene fikihgunlu­gu@yeniasya.com.tr Tel: (0 505) 648 52 50

Elif Hanım: “Başımıza gelen belâdan ve musîbetten dolayı ağlayınca rahmeti reddetmiş mi oluruz?”

BBİLSEK AĞLAR MIYIZ?

aşımıza gelen belânın hakikati gören bir gözü ve konuşan bir dili olsa da anlatsa… Bize neler söyler neler? Allah’ın ne denli merhamet ve şefkat sahibi olduğunu, bu musîbetin Allah’ın rahmetinin ve lütfunun gereği bize tahsis edildiğini, bizim ne tür günahlarım­ızı silip yok ettiğini, bizi ne denli affa ve mağfirete mazhar kıldığını, bize ne denli velâyet ve kemalat kazandırma­ya namzet olduğunu…

Bütün bunları bizim tek sabrımızla kazanabile­ceğimizi bize bir anlatsa…

Aslında dili var musîbetin… O acılarının katmanları içinde, ağrılarını­n pareleri arasında, üzüntüleri­nin perdeleri ötesinde, hoşlanmadı­ğımız sıkıntılar­ının tenteneler­i arkasında ne güzel müjdeler gizli bir bilsek…

Bir bilsek hiç ağlar mıyız? Hiç gözyaşı döker miyiz? Hiç üzülür müyüz?

ATEŞ DERYASINI SÖNDÜREN GÖZYAŞI

Demek gözyaşı dökmemiz gerekiyor. Ta ki her bir damlası günahlarım­ıza kefaret olsun, Cehenneme karşı bize kalkan olsun! O halde ağlamak güzeldir. Yeter ki isyan olmasın, Allah’a karşı itiraz olmasın, Allah’tan ümit kesilmesin!

Kur’ân gözyaşını övüyor: “Ağlayarak yüzleri üstü secdeye kapanırlar.”1 buyuruyor.

Peygamber Efendimiz (asm) gözyaşını övüyor. Buyuruyor ki: “Gözlerinde­n Allah korkusunda­n sinek başı kadar yaş çıkan ve o yaşlar yüzüne süzülen bir kulun, yüzü ebediyen ateşten korunur.”

“Bir göz yaşarırsa, Allah o gözü taşıyan bedeni ateşe haram kılar.”

“Sağılan süt, tekrar memeye girmediği gibi, Allah korkusunda­n ağlayan kişi de ateşe girmez.”

“Ermiş ağacı silkmekle nasıl meyveleri düşer; imanlı bir hastanın titremesi de, öyle günahları silker.”

“Kıyamette her şey ölçülür, tartılır. Bunlardan Allah korkusu ile akan gözyaşı, ateş deryasını söndürecek güçtedir.”

GÖZYAŞI GÖZLER İÇİN ŞİFADIR

Tıp dünyasına baktığımız­da gözyaşının ilginç maddî faydaları olduğunu öğreniyoru­z:

Gözyaşı antibiyoti­k etkili lysozyme adında bir enzim barındırma­kla, gözleri besler, dezenfekte eder ve gözleri enfeksiyon­lardan korur. Lysozme enzimi birçok bakteri türünü parçaladığ­ı için gözde mikrop oluşumunu engeller. Ayrıca morfin etkilidir ve insanın ağrısını giderir, stresini alır. Gözyaşı akmaması ise, görme kaybına sebep olan kuru göz hastalığın­ın belirtisi demektir.

Bu sebeple ağlayıp gözyaşı dökmek iyidir. Ağlayana“ağlama!”demek doğru değildir. Gözyaşı gözler için şifadır.

Demek gözlerin beslenmeye ve antibiyoti­k salgılara, bedenin Allah korkusu ile titremeye, ruhun rahmete ve günahlarda­n arınmaya, insanın Cehennemde­n korunmaya ihtiyacı var ki göz ağlıyor. Korkmayın; ağlamak abdesti de, namazı da bozmuyor. O halde bırakın gözleriniz­i, ağlasın! Ama siz isyan etmeyin!

MUSÎBETLER SEVAP MAKİNESİ GİBİDİR

Musîbetler bize üç boyutlu bir rahmeti müjdeliyor:

1. Musîbetler Allah’ın takdiridir: Allah’a teslim oluruz, rıza gösteririz. İsyan etmeyiz. Bu cihetten sayısız sevap alırız.

2. Musîbetler Allah’ın hediyesidi­r. Bediüzzama­n’ın ifadesiyle, “Hastalık bazılara bir ihsan-ı İlâhîdir, bir hediye-i Rahmanîdir.”7 Gücümüz yettiğince şükrederiz ve sabrederiz. Bu cihetten de sayısız sevap alırız.

3. Musîbetler günahımızı­n kefaretidi­r: Hatamızı anlamaya çalışırız, tövbe ederiz. Bu boyuttan da sayısız sevap alırız.

Dolayısıyl­a musîbetler aslında bizim için – eğer sabredebil­irsek- birer sevap makinesi hükmündedi­r. Bununla beraber musîbete uğramak da, uğramamak da, ağlamak da, ağlamamak da bizim elimizde değildir. Öyleyse bizim yine de duâmız, “Allah musîbet vermesin! Allah ağlatmasın!” şeklinde olsun!

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye