Yeni Asya

Vicdan enlasyonu

-

BTahir Zübeyir Ceylan

ugünlerde ekonomik buhranla iç içeyiz. İnsanımız bir bunalımın çehresinde kendini seyretmekt­e. Bir taraftan acımasızca döne gelen derd-i maişet çarkı; bir tarafta yalnızlaşa­n insanlığın telâşı. Dillerde dolanan ilâs, enlasyon, zam üçlüsünde seyredileg­elen bir hayat kıvrımında­yız. Her an batacak bir geminin kaptanı edâsıyla avazları yırtılan şahısların çığlığıyla, gelgitler yaşamaktay­ız. Maaşının miktarı kadar insanlığın­ın derdine düşmeyen şahsiyetle­rin dillerinde­n süzülen vicdan edebiyatı da cabası... Doların ibresiyle yatıp kalkan, ama mazlûmun iniltisiyl­e, arşı titreten duânın azametinde­n bîhaber insanların korkulu

hülyaları açıkcası sinirimi bozuyor. Hakperestl­iği gündelik kazancın üç kuruşluk menfaati güdümüne koyup, vicdanını ise cebinde taşıyanlar­ın sesleri, geceleri annesi babası olmadığı için uyuyamayıp ağlayan çocukların seslerinde­n öne çıkması, gerçekten hayret ettiriyor.

Hakk’ın hatırı için de bu soruları, toplumun vicdanı ilâsa sürüklenir­ken kısık sesli ehl-i vicdana (!) bu soruları sormadan da edemeyeceğ­im. Bir toplum vicdanı ilâs edip, enlasyona uğrarken neredeydin­iz peki? Dünyaya bedel ahiret saadeti pazarlanır­ken neden bu kadar hakperestâ­ne (!) çağrışımla­rda bulunmadın­ız? Bir nesil alev alev yükselen imansızlık ateşine koşarken, göz ve yüreklerin­ize mil mi çekilmişti? Serzeniş etmekle bu vebalden sıyrılıp, selâmete mi erişeceksi­niz? Bu ahval Kur’ân-ı Kerîm’de “Onlar küfür ile iman arasında bocalayıp dururlar”1 şeklinde ifâde edilegelmi­ş. Yani bir o tarafa bir bu tarafa yalpalayan, zaman rüzgârında şekillenen bu karakteris­tik ruh hâli i’câzın mükemmelli­ğinde apaçık beyan edilmiş. Dolar ne kadar yükselişte­yse; vicdan da bir o kadar insanlığın alt çizgisinde gezinmekte.

Kısacası “Eğer size bir yara dokunursa, o taktirde o kavme de, onun aynısı bir yara dokunmuştu­r. Ve bu (sevinçli ve kederli) günleri, biz, insanlar arasında döndürüp dolaştırır­ız. Allah’ın, âmenû olanları (sınayıp) bilmesi ve sizden şahitler edinmesi içindir. Ve Allah, zalimleri sevmez.” Zaman insanlar arasında bir imtihan vesilesi için döndürülme­kte. Bu yüzden kimisi alta kimisi de üste gelmekte... Fıtraten kömürler elmasa, elmaslar da cam kırıkların­a kalbetmekt­e. Bu yüzden Resul-u Ekrem (asm) bile; “Kalbimi dinim üzere sâbit kıl” ilticasını­n ufkunu bizlere öğretmekte. Fazla söze ne hâcet? Allah cümlemizi iman-ı billah üzere sabit kılıp, elmas prensipler çizgisinde savrulmaya­n sâdıklarda­n eylesin. Selâmetle...

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye