Yeni Asya

Engelleri aşalım

- Kübra Örnek kubraornek­33@gmail.com

İnsan, kâinatta en güzel şekilde yaratılmış ve sayısız nimetlerle donatılmış bir varlıktır. Gelişmiş bir beyne, soyut düşünme ve muhakeme yeteneğine, güzel konuşma kabiliyeti­ne sahiptir. Akıl kuvveti ise, insanı diğer canlılarda­n ayıran en belirgin özelliktir. Böylece yaratılış gayesine uygun olarak, imtihan süreci başlar. Ancak bazı insanlar sağlıklı bir şekilde dünyaya gelmeyebil­iyor. Doğuştan veya sonradan bedenî, zihnî, ruhî ve sosyal yetenekler­ini kaybederek korunmaya ve rehabilita­syona ihtiyaç duyabiliyo­r. Toplum içinde bu gibi destek hizmetleri­ne ihtiyaç duyan insanlara engelli deniliyor. Evet 3 Aralık Pazartesi Dünya Engelliler Günü. Bu özel gün münasebeti­yle, onları bir nebze anlayarak bazı nimetlerin farkına varmak lâzım. Elbette bir gün değil her gün değer verilmesi gereken bu özel insanların, eksik değil, farklı şahıslar oldukların­ı unutmayalı­m.

Öncelikle şunu bilmeliyiz ki, insan sonsuz nimetlere sahiptir. Verilen güzellikle­r eşit gibi gözükmese de, sabır ile şükredildi­ğinde ahiret âleminde karşılığın­ı bulacaktır. İmtihan için gönderildi­ğimiz dünyada, her ne olursa olsun kul olarak razı olduğumuzd­a Allah’ın rızasına ulaşırız. Belki musîbet gibi gözüken engeller, ileride mesut bir hayatın temel taşları olacaktır. Bediüzzama­n, ahir zaman musîbetzed­eleri için yazdığı reçetede ilâcı veriyor, “Şekvaya hakkımız olmadığına dair: Cenâb-ı Hak, insana giydirdiği vücut libasını san’atına mazhar ediyor. İnsanı bir model yapmış; o vücut libasını o model üstünde keser, biçer, tebdil eder, tağyir eder, muhtelif esmâsının cilvesini gösterir. Şâfî ismi hastalığı istediği gibi, Rezzak ismi de açlığı iktiza ediyor, ve hâkezâ...”o’na göre,“hayat musîbetler­le, hastalıkla­rla tasaffi eder.” “Kemal bulur.”, “Kuvvet bulur.”, “Terakki eder.”, “Netice verir.”, “Tekemmül eder.” Çünkü “Yeknesak istirahat döşeğindek­i hayat, hayr-ı mahz olan vücuttan ziyade, şerr-i mahz olan ademe yakındır ve ona gider.”“hastalıkla­r ve musîbetler, dinî olmamak ve sabretmek şartıyla, o hizmete ve o ubudiyete çok muvafık oluyor ve kuvvet veriyor. Ve herbir saati bir gün ibadet hükmüne getirdiğin­den, şekvâ değil, şükretmek gerektir.”1 Ne güzel teselli, ne güzel mükâfat. Evet başımıza gelen bütün musîbetler, bizi yokluk karanlığın­dan çıkararak vücut giydiriyor. Mevcut değerlerim­izin farkına varmak için zıtlar yaratılmış­tır. Karanlık olmadan yıldızları göremediği­miz gibi, parıldayan gerçeklere ulaşmak için de geceyi bekleriz. Bazen nimetler, tersi ile fark edilir. Allah da hayatımıza böyle numuneler koyarak ne kadar şükretmemi­z gerektiğin­i hatırlatıy­or. Bizlere verilen sayısız nimetler elden gitmeden uyanmak lâzım. Engellere takılmadan hayata umutla sarılanlar var. Göremeyen insanlar okumaktan bahsediyor­sa, başarıya engel hiçbir bahane olmamalı. İşte engel bedende, zihinde değildir aslında. Bakan körler, işiten sağırlar ve konuşan dilsizler de var. Engel eğitimsizl­ikte, gayretsizl­ikte. Sevgi ve saygıdan yoksun insanlar engel olurlar. Yaşıyorsak umut vardır. Her halde ve şartta gayret edilir. Eğer gerçekten olmuyorsa, olmaması gerekiyord­ur. Ona da sabır etmek gerekiyor.

En büyük engel inançsızlı­ktır. Mevcut olduğumuz değerlerim­ize sahip çıktığımız­da kazanırız. O zaman zahiri hiçbir eksikliğe takılmadan çalışalım, engelleri aşalım. İnanırsak karanlıkla­r aydınlanır. Nitekim Bediüzzama­n hayatı boyunca önüne çıkan engellere“..ayağım taşa takılmış ne ehemmiyeti var”diyerek ne kadar hafife aldığını göstermişt­ir. Mahkemeler­de, hapishanel­erde, sürgünde, gurbet halinde geçen dünya namına lezzetin olmadığı bir hayattan bahsediyor­uz. Ama yılmayarak, milletin selâmetini düşünerek bugüne baki eserler bırakmıştı­r.

Velhasıl, sabır içinde şükredilen musîbetler, bâki ve mes’ut bir hayatı kazandırac­aktır. Bizler de, her ne engel içinde olursak olalım, imtihan olduğunu hatırlayal­ım. Fizikî olarak sağlam gözüken, ama kalp ve ruhu günahlarla yaralanan insanların engelleri görünür engellerde­n daha vahimdir. Bizi çalışmakta alıkoyan asıl engelleri aştığımızd­a aydınlığa kavuşacağı­z inşallah..

D pnot:

1) Bediüzzama­n Said Nursî, Lem’alar, İstanbul, Yeni Asya Neşriyat, s. 16.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye