Detoxa bir De okur katkısı
"Duyarsızlık Detoxu" yazını okudum. Senin için üzüldüm. Zor bir zamandan geçmişsin ya da hâlâ geçmektesin. Sosyal medyadan uzak durmaya çalışmak çok zor meziyet. Zaman zaman kendim de denediğim için halinden anlıyorum. Az silmedim o medya uygulamalarını. Bir de böyle zor bir süreç içerisindeyken destek bulamaman çok üzücü. Ne demek "yapamıyorsan aç!" Boşuna mı uğraşıyoruz, değil mi?
Nasıl bir anda daldık bu sosyal medyaya? Kim itti bizi buraya? Onca uygulama, onca hesap deliye döndük resmen. Hangisine bakacağımızı, hangisini takip edeceğimizi şaşırdık. Onun hikâyesine bak gitti bir saat, bunun paylaşımına bak gitti bir saat daha, diğer hesaba gir, ordan çık grup mesajlarını oku, ne zaman akşam oldu. Günler kısalmaya başladı galiba. Yoksa çok mu takıldık medyalarda. Yok canım akşam erken oluyor artık. Tamam tamam kandırmayalım kendimizi, çok takılıyoruz işte.
Ne öğreniyoruz peki? O nereye gitmiş bu nerden gelmiş, hangi yemeği yemiş, manzara da güzelmiş, ahh keşke benim olsa.
İnsanın ömrü yetmez ki bunlara. Paylaşmak ayrı, takip etmek ayrı vakit alıyor. Tamamen de kopamıyoruz, ama en azından bi detoks uygulasak da yeter herhalde şimdilik. En azından günümüzün yarısını kurtarırız.
Şimdi sana kendi bulduğum çözümümden bahsedeceğim biraz. Umarım işine yarar. Bir nebze olsun rahatlatır belki.
Bir yazara "Nasıl bu kadar şeye vakit bulup aynı zamanda sosyal medyada aktif olabiliyorsunuz" diye sorduklarında "Kimseyi takip etmiyorum, paylaşım yapıp çıkıyorum" demişti. Demek ki terslik bizdeydi.
Ben de "yeterin artık" dediğim bir anda sosyal medya detoksu yapmaya karar verdim. Yemeği kesmedim. Sağlıklı bir beslenme şeklini tercih ettim. Öncelikle uygulama sayımı en aza indirdim. İki sosyal medya bir gazete uygulaması neyime yetmiyor. Takip ettiklerim listesine girip beni ilgilendirmeyen paylaşımlar yapan kullanıcıları takipten çıkardım. Bana ne kardeşim senin yediğin yemekten, gittiğin lokantadan, Türk kahvesinin yanına servis edilen minik çikolatandan, dedim. Hele şu gittiği tatil yerinin her köşesini acımasızca paylaşanlara hiç acımadım. Evinizdeki özel hayatınız da sizin olsun, dedim. Hasılı şimdi kafam çok rahat. Sadece az paylaşım yapan ve hiç ya da gereksiz paylaşım yapmayan yakınlarımı, yazar-çizerleri, yayınevlerini, bir kaç doktoru, öğretmeni, dergileri ve gazeteyi takip ediyorum. O, ihtiyacım olmadığı halde ihtiyaçmış gibi gösteren alış veriş sayfaları yanımdan bile geçmesin. Elini veriyorsun kolunu kapıyorlar. Keşfet tarzı bol görselli kısımlara ise gözlerimi tamamen kapattım. Elimde olsa silerim o kısmı. Çünkü safiyane zihnimi bulandırıyorlar.
Görmek istemediğim herşey bir anda on kare halinde karşıma çıkıp saldırıyorlar.
Zaten az takiple yayın akışı da çabuk bitiyor. Vakit israfını da önlemiş oluyorum.
Bu tarz bi sadeleşmeyle hafilediğimi hissediyorum. Ama tamamen de hayatımdan çıkaramam. Teknolojiyi iyi kullanınca iyi oluyor. Müsbet kısımlarını inkâr edemeyiz. Meselâ bu yazıyı göndermek için teknolojiye ihtiyacım var.
Pazarolanın renkli karikatürlerini görebilmek için de teknolojiyi kullanıyorum. O zaman helâl daire diyip yazıma son veriyorum. Sosyal medya detoksuna başlamaya karar veren herkese başarılar diliyorum.