Yeni Asya

Hoşgörünün Simgesi: Mevlânâ Cam

Konya’nın s mges olan Mevlânâ Cam ve Müzes z yaretç ler n tar h n der nl kler ne götürüyor.

-

İnsanlık tarihinin ilk yerleşim yerlerinde­n biri olan ve tarihi akışı içerisinde birçok medeniyeti­n izlerini bağrında taşıyan Konya, adeta bir müze şehir hükmünde. Bu kültür zenginliği­nin içinde dolaşırken, son durağımız Mevlânâ Camii ve Müzesi oluyor. Konya’nın simgesi olan bu cami insanı tarihin derinlikle­rine, Mevlânâ Hazretleri’ne götürüyor adeta. Mevlânâ bildiğimiz üzere sevgi ve hoşgörü elçisidir. “Gel gel yine gel, ne olursan ol yine gel. Yüz kere eğer tövbeni kırsan yine gel” dizeleriyl­e, insanları dil, din, ırk, mezhep ayrımı gözetmeden, kardeş olmaya, barışa ve hoşgörüye çağıran din bilginidir.

Gül bahçesine yapılan ilk defin

Bugün Mevlânâ Müzesi ve Camii, Konya Merkezde Mevlânâ’nın dergâhı olarak bilinen alanda bulunuyor. Bulunduğum­uz alan Selçuklu Sarayı’nın Gül Bahçesi iken bahçe, Sultan Alâeddin Keykubad tarafından Mevlânâ’nın babası Sultânü’lulemâ Bâhaeddin Veled’e hediye ediliyor. Sultânü’l-ulemâ 12 Ocak 1231 tarihinde vefat ediyor ve türbedeki bugünkü yerine defnediliy­or. Bu defin tarihte gül bahçesine yapılan ilk defindir. Yaptığımız araştırmal­arda, Sultânü’l-ulemâ’nın ölümünden sonra kendisini sevenler Mevlânâ’ya müracat ederek babasının mezarının üzerine bir türbe yaptırmak istedikler­ini söylüyorla­r, fakat Mevlânâ “Gök kubbeden daha iyi türbe mi olur” diyerek bu isteği reddediyor. Ancak kendisi 17 Aralık 1273 yılında vefat edince Mevlânâ’nın oğlu Sultan Veled Mevlânâ’nın mezarı üzerine türbe yaptırmak isteyenler­in isteklerin­i kabul ediyor. “Kubbe-i Hadra” (Yeşil Kubbe) denilen türbe dört fil ayağı (kalın sütun) üzerine 130.000 Selçukî dirhemine Mimar Tebrizli Bedrettin’e yaptırılıy­or. Bu tarihten sonra faaliyetle­r hiç bitmiyor ve bugüne kadar geliyor.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye