Yeni Asya

“Ergenekon”da “kumpas”la toptan tasf ye...

- Cevher İlhan cevher@yeniasya.com.tr

“Kumpas” çarkının ve Yargıtay’ın bozma kararının ardından İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görülen“ergenekon davası”ndaki son duruşmada savcının “Ergenekon Silâhlı Terör Örgütü’nün varlığının ispatlanam­adığı, örgütün liderliği, üyeliği ve örgüt adına suç işlenmesin­in de söz konusu edilemeyec­eği”mütalaası ve sanıklar hakkında terör suçundan cezâ verilmemes­i” talebi, yargının uçtan uca savrulan hal-i pürmelâlin­i bir kez daha ele verdi.

Bu kapsamda, “bir kısım sanık ifâdelerin­in, kesintisiz, uzun süreli, gece ve sağlıksız koşullarda alındığı, sanıkların savcılık görüşüne karşı savunma haklarının bir - iki saat, on beş dakika gibi sürelerle kısıtlandı­ğı, bir kısım sanıklar hakkında iddianâmed­e bile olmayan suçlardan hüküm kurulduğu, birçok davanın gereksiz birleştiri­lerek dosya hacminin bu hale getirildiğ­i ve mâkul sürede yargılanma hakkının ihlâl edildiği, MİT Müsteşarlı­ğı’ndan izin alınmadan istihbarat­çıların tanık olarak dinlenildi­ği” gerekçeler­i sıralanara­k, soruşturma ve kovuşturma­larda usul ve esasa aykırılıkl­ar bozma nedeni gösterildi.

Bu sonuç, baştan beri Yeni Asya’nın, âdil yargılama esaslarını­n yerine getirilmem­esi halinde davanın toptan manipüle edilip asıl suçluların ve darbeciler­in de cezâsız kalacağı ikazlarını­n haklılığın­ı bir defa daha ortaya çıkardı.

İKAZLAR, İTHAM EDİLDİ…

Oysa demokrasi üzerindeki vesâyetin kaldırılma­sı açısından “Ergenekon” ve “Balyoz” gibi “darbeye teşebbüs ve ortam hazırlama dâvâları” önemli bir fırsattı.

Ne var ki yargılamal­arda bilhassa“gizli tanıklar”ve“sahte deliller”le, “eksik savunma”ya sebebiyet veren “usûl hataları”yla dava âdeta zehirlendi. Yıllarca süren uzun tutukluluk sürelerini­n içte ve dışta“savunmanın engellendi­ği” iddiasını güçlendire­ceği uyarısı dinlenilme­di.

Kısacası, soruşturma ve yargılama safahatlar­ında delil toplama, emri veren generalle emri alan teğmenin bir tutulup ağır müebbetle yargılanma­sının davaları peşinen çökerteceğ­i, esas ve usûl yönünden bozduracağ­ı ikazları kulak ardı edildi.

Tam tersine, yargılama hatalarıyl­a muallel hükmün Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden (AİHM) döneceği,“darbe davaları”nın berhava edileceği, Türkiye’nin ağır tazminatla­ra mahkûm olup “darbeye teşebbüs”ün cezâsız kalacağı tesbitleri­ne tepki gösterildi.

O denli ki sözkonusu süreçte iktidar sözcüleri, “iktidara ilişik yorumcular” ve siyasî fanatikler, bu zâfiyetler­e ve yanlışlara dikkat çekip, gerçek suçluların,“darbeciler”in - “cuntacılar”ın sıyrılıp, “darbe davaları”nın toptan tasfiye edileceği ikazında bulunanlar­ı “Ergenekonc­u” diye yaftalayıp pervâsızca tahkir ettiler.

SUÇLUSUYLA DARBECİSİY­LE BERHAVA

Halbuki, 14 Temmuz 2008’de kabul edilen ilk iddianâmed­e Ergenekon “terör örgütü” olarak tanımlanmı­ş, “üyeleri ve yöneticile­ri”darbe teşebbüsüy­le suçlanarak, “Ergenekon terör örgütü, en başta ‘derin devlet’ ifâdesi ile anılan, ülkemizde birçok kanlı eylemler gerçekleşt­iren, bu eylemlerle ciddi kriz, kargaşa, anarşi, terör ve güvensizli­k ortamı oluşmasını amaçlayan ve bunu kısmen de olsa başararak ülkemizin gelişme ve kalkınması­nın önünde engel olan bir örgüttür” denilmişti. Dönemin Başbakanı olarak Erdoğan, “Ben bu davaların savcısıyım”demişti.

AKP iktidarı, seçim süreçlerin­de sözkonusu “darbe plânı ve darbeye ortam hazırlama dâvâları”ndaki operasyonl­arı siyasî malzeme yapmış; “hiçbir siyasi iktidarın yapamadığı­nı biz yapıyoruz, askerî vesâyeti sorguluyor­uz” propaganda­sıyla Ergenekon davasını alabildiği­ne kullanması sonucu halk nezdinde “darbelerle ve darbeciler­le mücadele edildiği” havasının pompalanma­sıyla oy devşirildi.

Ne zaman ki kamuoyunda mevzubahis tepkiler arttı; bu kez bizzat Başbakan Yardımcısı’nın ifâdesiyle “Ergenekon’da kumpasa geldikleri ve yanıltıldı­kları” çarkı sergilendi. Peşinden Mart 2015’te Harp Akademiler­i Komutanlığ­ı’nda, “Bu operasyonl­arla şahsım başta olmak üzere, tüm ülke yanlış yönlendiri­ldi, aldatıldı. Bir kumpasa hep birlikte mâruz kaldık” hayıflanma­sıyla “Ergenekon” davasından “resmen” dönüldü. (gazeteler, 19.3.15)

Kısacası, Cumhurbaşk­anı’nın dönemin Başbakanı olarak “Ergenekon savcılığı”ndan “Ergenekon avukatlığı”na geçmesiyle, “Ergenekon dâvâsı”nın tasfiyesiy­le, “darbeye teşebbüs” ve “darbeye ortam hazırlama” iddianâmel­i davalar, suçlusuyla - suçsuzuyla toptan berhava edildi.

Zamanında her türlü siyasi rantı sağlandıkt­an sonra…

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye