Hatıralar...

İnsanlık tarihi, Adem’den (as) bu yana hep bunlar yazıldı ve söylendi. Bazıları bu hatıralarını taşlara resmettiler veya mozayiklere nakşettiler. En gerçekçi ve doğru olanlarını Kur’ân-ı Hakîm söyledi.

Yüz yirmi dört bin peygamberin hayatları zorlu mücadeleler ile geçti. İşte ahirzamana Peygamberimizin (asm) hayatı. Bazen iç çekerek okuduğumuz hayatı. Sonra ardından sahabelerin hayatları. Dillere destan olan hayatları ve müceddidlerin ve tabilerinin hayatları. Son müceddid Bediüzzaman’ın hayatı. Defalarca okuyup dersler aldık. Adına romanlar yazıldı. Şiirler söylendi. Çizgi filmler yapıldı. Sonra talebeleri. Onların hayat halleri farklı farklı idi. Bu hatıraların hemen hemen, yazılanların tamamını defalarca okudum ve okuyorum. Okudukça dâvânın büyüklüğü daha da iyi anlaşılıyor. Bu anlamda 1990’lı yıllarda gazetemizde bir ilânatta bulundum. “Nurlar’ı nasıl tanıdınız? Hayatınızda ne gibi farklılıklar meydana geldi? Çevrenizde nasıl farklılıklar meydana geldi? Hizmetler için gelecekten beklentileriniz nelerdir?”

Bir çok yazı elime ulaştı. Bu belgeler ülkenin dört bir tarafından geldi. Gazetemizde bunlar 1995 yılında yayınlandı. Okuyanların takdirleri ile karşılandık. Elif’te bir çok Nur Talebesinin hayat hikâyeleri neşredildi. Daha sonra, ”Her ilin Nur hizmeti ile ilgili bir doküman hazırlanmalı” diyerek kendim Çorum ilimizdeki tarihi elli yıla yakın Nur hizmetlerinin seyrini yazıp doküman halinde kardeşlere takdim ettim.

Birkaç ilde böyle bir teşebbüsün olduğunu işittiğimde sevindim. Bizler bu gün varız, yarın yokuz. Gelen nesil soracak. Kimdi bu ilin Nur Talebeleri? Okuduğum her Nur Talebesinin hayatı dikkat çekiciydi. Her ilde bu hizmet kayıtlara geçirilmelidir. Eli kalem tutan birkaç kardeşimiz bunu yapabilir.

Kitap olarak yayınlanması şart değil. O metinler belli sayıda çoğaltılıp elinizde kalabilir. Artık bizler yaşlanıyoruz.. Tarih bir topluluğun hafızasıdır. Bu hafızayı karanlıklara gömmeyelim.