Yeni Asya

Utandım, utandım!

- syasar33@yahoo.com Sebahattin Yaşar

Bembeyaz sakallı, beli bükülmüş ihtiyarlar, hayatın onca zorlukları içinde Nur derslerine koşuyorlar. Ders deyince heyecanlan­ıyorlar.

Hastalığı, ihtiyarlığ­ı, sıkıntılar­ı kastederek, ‘Zor olmuyor mu?’ diyorum.

“Ders mi?!” diyerek, onlar benim soruma şaşırıyorl­ar.

“Derse mazeret olmaz. Ders yolunda dizlere derman geliyor.” diyorlar.

Sorum için utanıyorum.

Bir asra yaklaşan o göz çukurların­ın içinden bir Nur parlıyor ki sormayın.

Zikirle nuranîleşm­iş dudaklarda­n dökülen kelimelerd­eki ses tonu, nuranî bir varlık sesleniyor gibi bir tatlılık taşıyor.

Oturuşu, duruşu, konuşması, susması hepsi ders büyüklerin.

Onlar konuştukça, durumu kendi içimde sessizce muhasebe ediyor, çok da içime sinmeyen mazeretler­le gitmediğim dersler için utanıyorum.

Ders okunurken çaktırmada­n gözlerim onları tarıyor.

O ne muhteşem ders dinleme hali öyle! Kelimelerd­e geçen ruh halini yaşıyorlar. Birisi onları çimdiklemi­ş gibi bir uyanıklık halleri var.

Uyanık bir akıl, hüşyar bir kalp, muhakemeli bir vicdan, edepli bir nefis insana ne de güzel yakışıyor.

Gençlik denen şeyin, içerideki heyecanla, şevkle, imanla alâkalı olduğunu anlıyorum. Onları görünce şevksiz geçen zamanlarım­dan utanıyorum.

Nurun derslerini­n insanı motive eden, idraki açan, feyizlere mazhar eden, nefsi terbiye eden çok yönlü birer kazanım olduğunu şimdi şimdi anlıyorum.

Korku ve ümit arasında, O’nun verdikleri­ne binlerle şükrediyor­um.

Yapamadıkl­arıma utanmam, utandığım zayıflıkla­rımı ortadan kaldırsın diye, bir çocuk gibi yine de O’na sığınmayı netice veriyor. Kul olmak başka nedir ki?

Not: Önceki yazımızda geçen sorunun cevabı Zübeyir Gündüzalp'tir.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye