ESKİMEYEN BİR İLAÇ: İYİMSERLİK

YASEMİN GÜLEÇYÜZ

Pozitif düşünmek, başımıza gelen olaylarda müsbet tarafları görmeye gayret etmek hayatımızın ritmini ve şeklini değiştiren bir davranış şeklidir. Uzmanlar, zayıf kaslarımızı güçlendirmek için nasıl düzenli beden hareketleri tavsiye ediyorsa, aynen onun gibi zihnimiz ve düşünce yapımızı da imanımızı yenileyen eserleri düzenli okuyarak eğiterek güçlendirebiliriz. Bu konuda yapılan ilginç araştırmalar var: Sağlık üzerine yazıları ve TV programlarıyla tanıdığımız Prof. Dr. Osman Müftüoğlu ‘’Yeni yıla eski ilâç: İyimserlik’’ başlıklı bir yazısında bu araştırmalardan bahsediyor:

* Abd’nin dünyaca ünlü sağlık merkezi Mayo Klinik’teki bir çalışma iyimser insanların hayatlarını sağlıklı geçirme bakımından kötümserlerden yüzde 50 daha şanslı olduklarını göstermiş.

* Danimarka Aorhus Üniversitesi’nde yapılan bir başka çalışmaysa iyimserliğin bağışıklık sistemini iyi yönde etkilediğini ortaya çıkarmış. İlginçtir menfi düşüncelerde yoğunlaşanların kanlarında mikroplarla savaşan akyuvar sayısı neredeyse önemli bir hastalıkla savaştıkları zamanki gibi yüksek çıkmış.

* Benzer bir çalışma da Dr. Becca Levy tarafından Yale Üniversitesi’nde gerçekleştirilmiş. İhtiyarlığa umutla ve iyimser bakan yaşlılar kötümser düşünenlerden ortalama 7.5 yıl daha uzun yaşıyormuş. Evet, uzmanların tavsiyesi böyle. Araştırmalar iyimser olmanın hastalıkları daha kolay geçirmek için yan tesiri olmayan en etkili ilâç olduğunu gösteriyor. İyimserlikle sağlıklı kalmak veya hastalıklardan erken kurtulmak arasında sıkı bir ilişki var. Sadece bağışıklık sistemimizi değil, bir bütün olarak beden ve ruh sağlığımızı da koruyor. Hastalandığımızda ilâç gibi etki eden en önemli özelliklerimizden biri. İyimserlik kazanılıp, muhafaza edilebilen, geliştirilebilen insanî bir yönümüz.

Araştırmalara göre iyimserler işlerinde ve toplum hayatında daha başarılı, neşeli, nüktedan insanlar. O

Ümitsizlik büyük günahlardan. Maneviyatımızı yavaş yavaş öldüren sinsi bir hastalık. Geleceğe umutla bakmak, iyimser olmaksa hayatımızın varlık âlemiyle ahengini sağlayan en önemli ilâç.

Aslî kaynaklarımız olan Kur’ân ve hadis, İslâm medeniyetinin asırları kucaklayan büyük isimleri insanlara hep ümidi aşılamışlar.

‘’Dün dünde kalmıştır, bugün yeni şeyler söylemek lâzımdır’’ diyen Mevlânâ Celâleddin Rumî, İslâm coğrafyasının en kötü günlerini yaşadığı halde ümidini hiç yitirmeyen ve eserlerinde insanlığa ebedî hayatı kazandıracak altın formüller sunan Bediüzzaman Said Nursî gibi maneviyat doktorları ümidin insan ve toplum hayatında ne kadar etkili bir ilâç olduğunu yaşayarak bildikleri için ısrarla tavsiye ediyorlar. ‘’Bu ilâcı devamlı kullanın!’’ diyorlar...