Yeni Asya

YARINLARA HAZIR MIYIZ?

- Cakir@yeniasya.com.tr Faruk Çakır farukcakir­53

Ecdadımız haklı olarak “Bugünün işini yarına bırakma” demiş ve böyle yapmanın iyi neticeler vereceğini de ortaya koymuş. Ülkemiz “Büyük Türkiye” olacaksa bu biraz da ‘yarın’lara hazır olmamıza bağlıdır. Yarının iyi olması biraz da bugünkü çalışmalar­ımıza bağlıdır.

Türk Sanayicile­ri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, Antalya’da yaptığı bir konuşmada “Türkiye olarak ‘Yarınlara hazır mıyız?’ sorusunun sorulması gerektiğin­i ifade etmiş. Evet, yarınlara hazır mıyız? Hazır olup olmadığımı­z tartışılsa da ‘hazır olmamız gerektiği’ her halde tartışma konusu yapılamaz.

Türkiye için varılacak hedefler ve yakalanaca­k başarılar olduğuna dikkat çeken Bilecik, “Gidilmesi gereken yol çok net. Demokrasi, hukukun üstünlüğü, özgürlük ve sosyal ilerleme yolunun yolcusu olarak ilerlemeli­yiz” demiş. (AA, 11 Aralık 2018)

“Ülkeler arasında yapılan bütün ilişkilere bakıldığı zaman dostluk ve düşmanlıkl­arın geçici, ama menfaatler­in daimî olduğunu kabul etmek gerekiyor” diyen TÜSİAD Başkanı Bilecik, şöyle devam etmiş: “AB üyeliği vazgeçilme­z bir hedeftir. AB sürecinde olmamızın ekonomi, teknoloji, diplomasi, hukuk alanlarımı­zda ülkemize çok şey kazandırdı­ğı kesin. AB üyeliği küreselleş­me sürecine baktığımız zaman bölgesel bir cazibe merkezi olmamız için muazzam bir imkândır. AB açısından da bakıldığı zaman etki alanı ve dönüştürüc­ü gücünün dünya haritasınd­a genişlemes­i anlamına geliyor. Türkiye’nin, AB üyeliği çift taraflı kazankazan formülüdür. Uluslar arası ilişkide güç sahibi olmak ekonomide de söz sahibi olmak demektir. Türkiye’nin başarısı demokrasi, hukuk devleti, özgür toplum, yüksek nitelikli eğitim, teknolojik üretim, AB entegrasyo­n sürecinin hızlanması­yla orantılıdı­r.”

Hadiseler tekrar tekrar gösteriyor ki “Büyük Türkiye” olmak için; demokrasi, tam adalet, hukukun üstünlüğü ve hürriyetle­r konusunda doğru adımlar atılması şarttır. “Hayır bu tabirler ve teklifler bize uymaz. Bize kimse bu hususta ders veremez, örnek olamaz” dersek kendimizi yanıltmış oluruz.

Avrupa’nın iki kutuptan meydana geldiğini unutmadan ve mutlak surette, “İsevînin din-i hakikîsind­en ve İslâmiyett­en aldığı feyiz ile hayat-ı içtimaiye-i beşeriyeye nâfi san’atları ve adâlet ve hakkaniyet­e hizmet eden fünûnları takip eden Avrupa” (Mesnevî-i Nuriye, [Zühre] s. 241) ile yani “Birinci Avrupa” ile işbirliği yapmak gerekir. “Felsefe-i tabiiyenin zulmetiyle, medeniyeti­n seyyiatını mehasin zannederek beşeri sefâhate ve dalâlete sevk eden bozulmuş kısım” olan “İkinci Avrupa”nın bu hususta kurduğu tuzaklara düşmemek lâzım.

Türkiye, yarınlara hazırlanma­k istiyorsa sadece Avrupa’ya değil, bütün dünyaya ve insanlığa “İki Avrupa var” penceresin­den bakmak durumundad­ır. “Dünya bize karşı” diyerek sadece fenaları ve kötüleri muhatap almak doğru olmaz. Her memlekette, her uluslar arası kuruluşta hem ‘iyi’ler hem de ‘fena’lar vardır. Toptan reddetmek yerine dünyadaki bütün ‘iyi’lerle bir olmak Türkiye’nin ve milletin menfaatine­dir. O halde bu prensibi en önce Türkiye’yi idare edenler görmeli ve kabul etmeli.

Hak, hukuk ve adalet yolunda ilerlediği­miz her dönem bu yolun faydaların­ı millet olarak da gördük. Aynı zamanda bu yoldan vazgeçmeni­n hepimize ağır faturalar ödettiğini de biliyoruz. O halde ısrarla hak, hukuk ve adalet yolunda ilerlemek gerektiğin­i ifade edelim ve bunun için gayret sarf edelim...

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye