“SUSTUKLARIMIZDAN da SORUMLUYUZ”
Bülent Eczacıbaşı’nın “İşim Gücüm Budur Benim” adlı kitabında iş insanının toplumsal sorumluluklarını müzakere ettiği bölümden Ali Çarkoğlu’nun şu beyanlarını 7 Ekim’de aktarmıştık:
“Sivil toplumun şu anda sessiz olmasının nedeni siyasî ortam. Bu ortamın değişmesini bekleyerek de pek birşey olmayacak. Bu tür ortamlarda sivil toplumun etkili olabilmesi için daha net bir tavır koyup risk almaya değecek değerler aramak lâzım.” Işık Özel’in şu ifadesini de:
“Bugün yaşadığımız rejim sorunlarının içeriklerine bakarsak diyebiliriz ki, iş dünyası ve iş dünyasının önayak olduğu Stk’lar daha çok uğraşmalı demokrasi meselesiyle.”
Bu noktada iş âleminin en önemli temsilcisi olan TÜSİAD’ıN son dönemde, özellikle OHAL sürecinde yaptığı ve halen de yapmaya devam ettiği demokrasi ve hukuk vurgularının çok önemli olduğunu belirtelim.
OHAL sürüyorken bir an önce kalkması ve normale dönülmesi gerektiğini her vesileyle tekrarlayan TÜSİAD, şimdi de demokrasi, hukuk, hak ve özgürlükler, adalet mesajları vermeye ısrarla devam ediyor.
TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik’in geçtiğimiz günlerdeki “İnsan sadece söylediklerinden değil, sustuklarından da sorumludur” şeklindeki beyanı bilhassa çok manidar.
Konuşarak, hatta haykırarak tepki verilmesi gereken haller karşısındaki suskunluk hem etik açıdan ciddî bir problem, hem de demokrasiye liyakat noktasında rüşdünü ispat edememiş olmanın bir tezahürü.
Bediüzzaman “Bir millet cehaletle hukukunu bilmezse ehl-i hamiyeti de müstebit eder” sözüyle bu gerçeğe dikkat çekiyor.
Şahit olunan bir olumsuzluğu mümkünse elimizle, değilse dilimizle düzeltmemiz, bu da olmuyorsa kalbimizle buğz etmemiz gerektiğini bildiren Peygamberimizin (asm), haksızlık karşısında suskun kalanı “dilsiz şeytan”a benzetmesi ve “En hayırlı amel zalimin zulmünü yüzüne karşı haykırmaktır” hadis-i şerifi de bu manayı ifade ediyor.
TÜSİAD hukuk, adalet ve demokrasiden yana bir duruş ortaya koyarak bu manaların gereğini yerine getiriyor. Keşke MÜSİAD gibi inanç duyarlılıkları zaten bunu gerektiren diğer kuruluşlar da aynı tavrı gösterse... Sivil toplumun suskunluğu