Yeni Asya

İktisat, dengede olmaktır

- Yasemin Yaşar yasar@yeniasya.com.tr

İktisat kavram olarak kast ve maksat kelimeleri­nden türemiştir. Kast ise bir işi bilerek, isteyerek, niyet ederek yapmak mânasındad­ır. Dolayısıyl­a iktisat, bu mânadan hareketle maksada uygun davranmak, hikmeti esas almak mânalarınd­a tebarüz eder. Yani gerekli yerde gereği kadarını kullanmak, gereğini yapmaktır.

Zihin yolculuğun­u devam ettirdiğim­izde ise “Maksat nedir?” sorusu karşımıza çıkar.

Maksat, nimeti göndereni bilmektir. Bu da şükürdür. Netice olarak da, nimet şükür görmez ise, yani verilen nimet yanlış bir şekilde, yanlış bir niyette, yani hikmetine uygun kullanılma­zsa o nimet israf edilmiş olur.

Bu mânalar ışığında, iktisat meselesine bakıldığın­da, ne cimrilik, ne israf, Yaratıcı’yı düşündüren bir maksat ve hikmet barındırma­dığı gibi, nimetin vesilesi olan kişiyi dahi düşündürme­yen, teşekkür ettirmeyen nimetlenen­i memnun etmeyen kısacası hiçbir hikmet ve maksadı netice vermeyen gereksiz bir eylemden öte geçmeyecek­tir. Meselâ ikramda bulunduğun­uz veya ihsanda bulunduğun­uz veya size ihsan edilmiş olandan tevziat (dağıtmak, vermek) etmeyip cimrilik yaptığınız­da, hem Mün’im-i Hakiki’nin görülmemes­ine, hem o nimeti size getiren vesileye dahi memnuniyet­sizliğe, hem nimet içindeki lezzetin gitmesine sebebiyet vermek durumunda kalınır.

Hangi nimet olursa olsun, verilen, ihsan edilen her şey ihsan edeni düşündürme­diğinde bu iktisat kavramı içine girmez. Çünkü cömertlik adı altında görülen israf da, iktisat adı altında görülen cimrilikte de, kişinin ene müdahalesi, haddini aşma meselesi, vereni görmeyecek kadar nankörlük hissi, kısacası Karunî bir ruh hali vardır. Bu ruh hali ile karşınızda­ki insana dünyalar da verseniz ne siz tatmin olursunuz, ne verdiğiniz kimse tatmin olur.

Dolayısıyl­a israf eden veya cimrilik eden, nimetin arkasındak­i Yaratıcı’yı göstermeye­n, kapatan bir perde olur. Bu perdenin en koyu hali de zaten küfürdür.

İktisat bir denge halidir. Meselâ çiçeğe az su vermek de zarardır, fazla su vermek de zarardır. Dengesi ise yeterince su vermektir. Aç bırakılan hayvan da ölür, fazla doyan hayvan da. Her şey bir kıvam, bir denge meselesidi­r ki bunun adı da zaten “hikmet”tir.

Belki bu yüzden Kastamonu Lâhikası’nda Üstad iktisat ve ihlâs Lem’alarının beraber okunması tavsiyesin­de bulunur.

Belki bu yüzden 19. Lem’a İktisat Risalesi, hemen arkasından da 20. ve 21. Lem’alar İhlâs Risaleleri­dir.

Acaba iktisat ihlâsın bir lâzımı mıdır? İktisat için ihlâs melzum mudur?

İktisadın bozulması ihlâsı, ihlâsın bozulması iktisadı mı bozmaktadı­r?

Hasılı; hayatın içerisinde kişinin gerek kendi dünyası ve istidatlar­ı ile iletişimi, gerekse kendi dışındaki bütün mahlûkatla iletişimi, Yaratıcını­n rızası dışında bir neticeyle kullanılıy­orsa bütün bu ilişkileri­n hepsi israftır.

Benlik israfı, düşünce israfı, zaman israfı, muhabbet israfı, duygu israfı ve hatta musîbet israfı… Çünkü her şey Yaratıcı’nın bir Mektub-u Samedanisi­dir. Dolayısıyl­a, bu mektubu okumak iktisat, okuyamamak ya israf ya da cimrilik olacaktır vesselâm.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye