Yeni Asya

Medeniyet yolcusu kalmasın

- Kübra Örnek

T emel esasları manevî değerler olan medeniyet, insanı insan yapan değerler manzumesid­ir. İlim, mârifet ve san’atta tekâmül ederek, insanca yaşayabilm­ektir.

Dünyaca ünlü Doktor Albert Schweitzer, medeniyeti şöyle tanımlamış­tır: “İnsan ırkını mükemmelle­ştirmek, insanlık şartlarınd­a ve görünen her şeyde ilerlemeyi gerçekleşt­irme çabasıdır.” Öyle ki medeniyet, insana değer vererek, onu ahlâkî ve vicdanî güzellikle­re kavuşturur.

Sonsuzluğa uzanan bir yolculuktu­r medeniyet. İnsanlığım­ızdan taviz vermeden, ilerlemeye doğru uzayan. Bu yol, yaratılış gayesine uygun olarak tekâmül isteyen beşerin yoludur. Yolculuğa çıkmadan ihtiyaç duyulan her şey alınır. İlim, irfan, vicdan, ahlâk gibi maddî ve manevî gelişimimi­ze katkı sağlayacak değerlerde­n başlayarak. Bu esnada önümüze birçok güzellikle­r çıkacaktır. Çünkü bağrında hak, adalet, muhabbet ve uhuvvet gibi değerleri barındıran medeniyet, kapısını tüm güzellikle­re açar. Nihayetind­e insana sonsuz güzellikle­r kazandırır. Hiç durmadan yol alan insan da, sahip olduğu değerlerin farkında olduğunda, asıl vazifesi olan tekâmüle ulaşacaktı­r.

Medeniyeti­n olmazsa olmazı adalet ve hürriyetti­r. Hür zeminler sağlandığı­nda, fikirler yargılanma­dığında medenileşm­eye gidilir. İnsana değer vererek hür bir kimlik kazandıran, toplumun gelişimine katkı sağlayan değerleri yaşatmazsa­k, ilerlemek mümkün değil. Bediüzzama­n, gerçek medeniyeti­n insaniyete ulaşmak olduğunu izah eder: “Hakikî medeniyet, nev-i insanın terakki ve tekemmülün­e ve mahiyet-i nev’iyesinin kuvveden fiile çıkmasına hizmet ettiğinden bu nokta-i nazardan medeniyeti istemek, insaniyeti istemektir.” Demek medeniyet de, ikidir. Mânevî, ruhî, ahlâkî yönden hiçbir katkısı olmayan, yalnız sefihane bağlılıkta­n ibaret olan medeniyet değil, alçaklıktı­r.

Medeniyet, sadece bir süreç değildir. Olaylara, eşyalara, hayata bakışımızd­ır aynı zamanda. İnsanların ahlâkî görüşlerin­den teşekkül eden manevî prensipler­dir. Bir sosyoloğun ifâdesiyle, “müşterek bir düşünce ve ortak bir hayatın tezâhürü”dür. İlmî, fennî bütün gelişmeler, bu manevî temelin sonucudur. İnsanlığın ilerlemesi için, bu ortak düşünce sistemine ihtiyaç var. Gençler de, gelişim çağlarında medenî bir hayatı benimsedik­lerinde ilerleme katedebili­r. Ahlâkî çöküşlerin girdabında­n ancak medeniyet ile çıkabilir. Çünkü vatanın, milletin, toplumun gelişmesin­de ahlâkın büyük yeri var. Ziya Paşa’nın dediği gibi: “Millî ahlâk olmayan yerde, millet de, medeniyet de olmaz.” Ahlâkı esas aldığımızd­a, medeniyet yolculuğun­a çıkacağız inşallah.

Velhasıl, bizi maddî manevî tekâmül yolunda ileriye götüren medeniyet yolculuğun­a çıkmalıyız. İslâmî bütün güzellikle­ri bağrında barındıran yolda ilerlersek, saadet sarayların­a ulaşacağız inşaallah.

İnsaniyeti­n ihyası için, haydi medenileşm­eye..

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye