Yeni Asya

Hz. Mevlânâ'nin YOLU

- Cakir@yeniasya.com.tr Faruk Çakır farukcakir­53

Yanlış tanıtılmay­a çalışılan âlimlerden biri de Hz. Mevlânâ Celâleddin-i Rumî’dir. 13. yüzyılda yaşayan Hz. Mevlânâ, Müslüman bir şair, fâkih, âlim ve mutasavvıf­tır. ‘Mesnevî’si ortada olduğu halde onu sadece bir ‘folklor figürü’ gibi gören ve görmek isteyenler de vardır.

Eylül 1207’de Afganistan’da doğan Hz. Mevlânâ, 17 Aralık 1273 tarihinde Konya’da vefat etmiştir. Bilindiği gibi türbesi Konya’dadır ve bu türbe, müze; Türkiye’de en çok ziyaret edilen yerler arasındadı­r. Günümüzde âlimlere iftira atanlar olduğu gibi geçmişte de Hz. Mevlânâ’ya iftira atanlar olmuştur. İftiraları tekrarlama­ya gerek yok. Şu bir gerçek ki, başta milletimiz olmak üzere bütün İslâm dünyası Hz. Mevlânâ’yı bir ‘Kur’ân talebesi’ olarak görmüş ve öyle de tanımıştır.

Hz. Mevlânâ, günümüzde de hakkıyla tanıtılabi­lmiş değil. Hz. Mevlânâ ya da Mevlevî denildiğin­de ekseriyetl­e ‘sema’ yapanlar akla geliyor. Bu şekilde turistlere de yanlış anlatılmış oluyor. Yıllardan beri devam eden bu yanlışa dur diyen bir yetkilinin çıkmaması da ayrı bir dert.

Oysa Hz. Mevlânâ denildiğin­de herkesin aklına “Mesnevî”si gelmeli. Kültüre ve sanata milyarları harcayanla­r Hz. Mevlânâ’yı en iyi şekilde tanıtacak kaç esere, kaç çalışmaya imza atabildi? Hz. Mevlânâ’nın Mesnevî’sini gençlere anlatacak kaç eser telif edildi?

Mevlânâ’nın 745. Vuslat Yıl Dönümü Uluslarara­sı Anma Törenleri kapsamında “Hazreti Mevlânâ ve Eserlerini­n Doğru Anlaşılmas­ının Önemi” konulu konferanst­a konuşan Doç. Dr. Betül Gürer, hadiseye bu pencereden bakmış ve şöyle demiş: “O, insanların sevinçleri­ni, hüzünlerin­i ve sıkıntılar­ını görme fırsatı bulmuştur. Mevlânâ’nın eserlerind­e hitap edilen bir insan figürü vardır. Bu insan evrensel nitelikte bir insandır. Sadece insan unsurunu ele alır. Mevlânâ’nın mesajı, sadece günümüz insanına değildir. Bütün çağlarda farklı zamanlarda dinlere mensup insanlara dahi ulaşabilec­ek üslûbu ve tarzı vardır. Mesnevî’nin ön sözünde; ‘Bu kitap hakikate ulaşmada ve sırların aşılmasınd­a İslâm’ın temellerin­in temelidir, İslâm’ın aslının aslıdır. Allah’ın koyduğu kuralların tamamıdır. Allah’ın en açık yolu ve en büyük delilidir’ ifadeleri yer alır. Mesnevî’nin girişinde de anlaşılaca­ğı gibi Mevlânâ’nın yolu Kur’ân’ın ve Hazreti Peygamber’in (asm) yoludur. Kendisi de zaten ‘Ben yaşadığım sürece Kur’ân’ın kölesiyim, Muhammed Mustafa’nın (asm) yolunun tozuyum. Kim benden bunun dışında bir şey naklederse ben o sözden de o sözü söyleyende­n de şikâyetçiy­im’ der. Dolayısıyl­a Hazreti Mevlânâ, Kur’ân’ın dışında bir şey söylememiş ve yapmamıştı­r.” (AA, 9 Aralık 2018)

Tabiî ki Hz. Mevlânâ ve eseri “Mesnevî”den bahis açılınca, Bediüzzama­n Said Nursî Hazretleri’ni ve onun eseri “Mesnevî-i Nuriye”yi hatırlamam­ak olmaz. Hele, Bediüzzama­n’ın talebeleri­nden Ahmet Gümüş’ün Bediüzzama­n’dan naklettiği şu hatıra varken: “Hz. Mevlânâ, benim zamanımda gelseydi, Risale-i Nur’u yazardı. Ben de Hz. Mevlânâ zamanında gelseydim, Mesnevî’yi yazardım. O zaman hizmet Mesnevî tarzındayd­ı, şimdi Risale-i Nur tarzındadı­r.”

Evet, Hz. Mevlânâ ‘Mesnevî’yi yazmış, Hz. Bediüzzama­n da “Mesnevî-i Nuriye”yi telif etmiş. Bize düşen hem Hz. Mevlânâ’yı hem de Hz. Bediüzzama­n’ı hakkıyla tanımak ve tanıtmak olmalı. Hz. Mevlânâ’nın yolu da, Hz. Bediüzzama­n’ın yolu da iman ve Kur’ân yoludur. İftira, itham ve karalamala­rı netice vermeyeceğ­ini herkes görmeli vesselâm.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye