Helâl, haram öğretilmeli
BUAOUKVPPZAATŞeb-İ arus,“düğün gecesi”anlamına gelmektedir. Hz. Mevlânâ, öldüğü günü “Hakk’a vuslat”(yaradana kavuşma) olarak saymış ve bu günü düğün gecesi ilân etmiştir. Hz. Mevlânâ“herkes ayrılıktan bahsetti, bense vuslattan”der. Ölüm Mevlânâ için kişinin aslına dönüşüdür. Farsça kökenli olan ‘suz’ kelimesi ‘yanmak’ fiilinden gelir, ‘yakan, yakıcı’ anlamlarında sonraki kelimeyle tamlama oluşturur. ‘Dil’ Farsçada ‘gönül, kalb, cesaret, yürek’ anlamlarına gelirken ‘dil-âra’ ise ‘gönül avutan, gönül süsleyen’ manalarında kullanılan bir kelimedir. ‘suz’ ve ‘Dilâra’ ise tamlama oluşturularak kullanıldığında; ‘gönlü avutarak, gönlü süsleyerek yakan’ ilâhî aşk’ın lâtif bir biçimde ifade edilmiş şekline dönüşür.
RSİDKKCemal reşit rey (Crr) Türk müziği Topluluğu, bu akşam Hz. mevlâna’nın 745. vuslat yılı münasebetiyle bir Şeb-i arus faaliyeti gerçekleştirecek. Crr’de gerçekleşecek faaliyet iki bölümden oluşacak.
Şeb-i arus faaliyetin birinci bölümünde; koro ve solo olarak ilâhiler seslendirilecek, Şeyh Galip’ten kasideler okunacak.
İkinci bölümde ise; Türk müziği’nin değerli besteci ve icracılarından III. selim’in, sûzidilârâ makamında bestelemiş olduğu mevlevî Şerîf’i eşliğinde gerçekleşecek. KÜBRA ÖRNEK mûsikîye genç yaşında başlayan III. selim, tanbûri, neyzen ve aynı zamanda mevlevî idi. Padişah, Türk mûsıkîsi’nde bulunan 490 makamdan biri olan suzidilâra makamını mûsıkîmize kazandırmıştır. suzidilâra makamı basit, göçürülmüş (şed) ve birleşik (mürekkep) olmak üzere 3’e ayrılan makam çeşitlerinden üçüncüsüne dâhil edilir. suzidilâra çargah ve mahur dizilerinin birlikte kullanımıyla meydana gelir.
Her ne hal ve şartta ve de yaşta olursa olsun çocuklarımıza öğrettiğimiz, anlattığımız ve okuduğumuz kavramların manaların başında helâlin ve haramın ne olduğunun eğitimi, terbiyesi gelmelidir.
Helâl eğitimi ve terbiyesi daima haram eğitimi ve terbiyesinden önce gelmelidir. Helâl kavramı ve manaları bütün teferruatıyla ve lâzım olana bilgileriyle öğretilirken, pratik konuşma ve hayatın içindeki fiillerde daima tatbiki olarak gösterilmeli, öğretilmelidir.
Ebeveyn ve eğitimciler, helâl ve haram öğretimi, eğitiminde çocukların nazarına; nazarî, kitabî bilgilerden önce tecrübeleri, yaşanmış olaylar ve öğretilen temel kavramlarla sunabilmeli, gösterebilmelidirler.
Çocuklara helâl öğretiminde daima helâlin, helâl kazancın, helâl davranışların ve helâl olarak yapılacak işlerin faydaları bereketli kazanımları ve bunlardan hasıl olacak dünyevî, uhrevî neticelerin güzellikleri; Allah katındaki makbuliyeti akıllara, zihinlere kavratılarak izah edilmeli, anlatılmalı ve okunarak öğretilmeye çalışılmalıdır.
Helâlin mahiyeti, yaşanmış tecrübelerle aktarılırken bunların tersinin ise haram olduğu, yapılmaması lâzım geldiği sadece hatırlatılırsa ve teferruata girilmeden örneklendirilirse; haramın mahiyetinin öğretilmesi noktasından zararsız veya az zararla eğitiminin verilmesine çalışılmalı ve bir plân, program dahilinde uygulamaya konulmalıdır.
Çocukların bilmeden, yanlışlıkla ve noksan bilgilerle ifade ettiği ve uygulamaya koyduğu helâl-haram kavramları öğrenim ve eğitimleri kavl-i leyyinle, doğrusu ve haklılık payları ortaya konarak; izah ve açıklamalarla reddedilmeli veya önlenebilmelidir. Kesinlikle yanlış bilgiler, malûmatla zecri/zoraki bir lisan ve tavırla, hareketle önlenmeye çalışılmamalıdır.
Haramın mahiyetine dair açıklama ve bilgilendirmeler helâlin anlatım ve öğrenimlerinin önüne geçmeden sadece örneklendirme ve tecrübe aktarımıyla tarif ve tasvir olarak yapılabilmelidir.
Helâl-haram eğitimi, terbiyesi muhakkak çocuk zihni, çocuk aklı ve çocuk algılaması, öğrenim ve kabullenmesi şartlarında yapılabilmelidir. Bu yapılırken günahların ve sevapların mahiyetlerinin anlatımı ve öğretimi de ön plana çıkmalıdır.
Helâl davranışların gayet açık, net ve belirgin bir şekilde örneklendirilmesi yapılırken ve anlatılırken; haram davranışların çok dikkatli ve az bir şekilde örneklendirilmesi ve tecrübe aktarımları yapılabilmelidir.
Her iki davranışın eğitiminin verilmesi ve öğretilmesi İslâm, iman, Kur’ân’a göre öğrenim ihtiyaçlarının yanında; etik / ahlâkî, toplumsal fayda, toplum hayatı ve hem ferdi hem de millî kazanımlar için kaçınılmaz bir ihtiyaç ve olmazsa olmaz bilgilendirme ve kabullenme argümanı, hal, davranış ve kullukta bulunma, bilme şartlarını ve prensiplerini içerisine alan kurallar ve düsturlardır. Çocuk için helâl-haram varsa ve bunu bir şekilde öğrenecekse çocuklukta haram-helâl eğitimi de muhakkak olmalıdır.