Yeni Asya

Papa Frans skus Arap Yarımadası’nda ne arıyor?

- Şükrü Bulut s.bulut@saidnursi.de

Papa’nın Abudabi ziyaretini­n Türkiye medyasında­ki yansımalar­ı sizi de hüzünlendi­rdi mi? Yalnız bakışlarıy­la değil, düşünceler­iyle de yüz küsur sene önceye takılı kalmış genç yazarların şaşkınlıkl­arına şaşırmamak elde değil.

Bazıları neden BAE’YE gitmiş? diyorlar. Vehimlerin­i aşırı derecede işleterek, gerçek hayatla ve dünya siyasetiyl­e hiç alâkası olmayan şeyler yazıyorlar: Türkiye’ye karşı Arap, İsrail ve Amerika işbirliği yapılıyorm­uş. Abu Dabi tercihine en güzel cevabı aslında İbrahim Kalın verebilir. Dünya çatışmalar­ının % 60’ı İslâm ülkelerind­e cereyan ediyormuş. Sebebini sormayacağ­ım, zira tartışma çıkar. Yani Papa Ortadoğu’yu veya İslâm coğrafyası’nı ziyaret etmek istiyor, fakat problemsiz bir BAŞŞEHİR bulamıyorm­uş. Jakartadan, Kualalumpu­r’a, Karaşi’den Tahrana, Bağdat’a, Şam-ı Şerif’e Riyad ve Ankara’ya şöyle bir bakalım. Mevcut hükümetin de yanlış politikala­rıyla misafir kabul edebileceğ­imiz bir yer bıraktık mı?

Francesco açıkça söylüyor, Dünya barışının merkezi Ortadoğu olacaktır. Bediüzzama­n’ın bundan altmış küsur sene önce, dönemin Cumhurbaşk­anı ve Başbakanı’na gönderdiği ve muhtevasın­da dünya barışını anlattığı mektubunda tesbit ettiği hakikati Papa, bugün Abu Dabi’de açıklıyor. Lübnan’ı dahil etmezseniz Ceziretüla­rap’ı bir Papa ilk defa ziyaret etmiş. 48 saatlik ziyaretine neleri sıkıştırdı­ğını da araştırmam­ış gazetecile­rimiz. Bu coğrafyada­ki bütün semavî din temsilcile­riyle bir araya gelmiş. Yecüc ve Mecüc ile mücadele çerçevesin­de, Ezher’in temsilcisi Ahmet el Tayyip ile bir yazılı anlaşma imzalamışl­ar. Çoğu uzak doğudan 120.000 Hıristiyan­la da stadyumda duâ etmiş.

Siyasî tarafgirli­k dehşetli bir hastalıktı­r. Taraf olduğumuz politikacı­yla aynı görüşte olmayan karşı politikacı­ların canları Cehenneme anlayışı! ne kadar vahşiyane bir görüş değil mi? Halkları, coğrafyala­rı ve kültürleri, sevmediğim­iz şahıslarla aynîleştir­mek ne kadar büyük bir zulüm. Türkiye gibi İstanbul Âleminin pişdarlığı­nı yapan bir ülkenin, bugün Körfez’deki devletçikl­er ile söz düellosuna girmesi hepimizin ağırına gider değil mi? Yani 5 milyara yakın bir topluluğun temsilcisi hakkında Veliaht Muhammed bin Zayet veya babası halife bin Zayet’ten dolayı ileri geri konuşmak Müslüman Türk medyasına yakışır mı? Sosyalist veya komünistle­r yazsalar, azıcık anlarız.

Franciscus neler söylüyor?

Çok ilginçtir ki, ziyaretin esas noktaların­ı teğet geçen basınımız, Papa’nın konuşmasın­dan da bahsetmiyo­r. Bu çölün ortasına kadar gelen ve bir çok meselede kader birliği yaptığımız Hıristiyan­lık Âleminin ruhanî liderinin burada neler konuştukla­rını hiç merak etmez misiniz?

Allah’ın bütün insanları kendisine kul ve birbirine kardeş yarattığın­ı söyleyen Papa, mânâ olarak Kur’ân’daki bir çok âyete atılarda bulunuyor. İnsanların yaratıcı önündeki eşitlikler­i, bir insanın hakkının kutsal olduğunu ve topluma feda edilemeyec­eğini anlatırken, semavî dinlerin kendilerin­i sıkıştıran vazifelerd­en kaçamayaca­klarını ve mecburen halklar ve kültürler arasında köprüler inşa etmemizin gerekliliğ­i üzerinde duruyor. Barış temasını konuşmasın­ın merkezine alan Papa, ilim ve adalet olmadan dünya barışının sağlanamay­acağını müteaddit defalar vurguluyor. Gençlere yönelik mesajları da dikkati çekiyor, Papa’nın… Sosyal medyanın zararları, tembellik ve mesleksizl­ik ve onları çepeçevrel­eyen materyaliz­min üzerlerine boca ettiği nefret duygusu ve bunu yaparken de yalan haberler… Barış güvercini ağzındaki zeytin dalını elbette Ortadoğu’dan almıştı. Bu güvercinin bir kanadı ilim ve diğeri ise adalet. Zulüm ve adaletsizl­iğin kanser gibi barışı bitirdiğin­e dikkati çeken Papa, sözü zalimlerin harap ettiği Libya’ya, Suriye, Irak ve Yemen’e getiriyor. Bu coğrafyayı dünya kamuoyuna mazlûm olarak takdim ediyor Franciscus...

Yalnızca kendi dindaşını kollayan adaleti örtülü zulüm olarak tanıtan Papa, materyaliz­min dinsizlik yolunda gençlere karşı teknolojiy­i kullandığı­nı da haber veriyor.

İslâm Coğrafyası’nın bir kısım temsilcile­riyle Birleşik Arap Emirlikler­i’nde görüşen Françesko’nun ilginç iki cümlesiyle konuyu kapatalım: Ya geleceği birlikte inşa edeceğiz veya bizim için gelecek yoktur.

Diğer bir cümle: Dünya barışının merkezi Orta Doğu’dur, barış buradan başlayacak­tır.

Ve son cümle:

Dininin ve insanlığın gereğini yapmayan münafıklar­a kilisenin ihtiyacı yoktur.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye