Yeni Asya

Haseki’nin Hafif Hocaları, afif Hocalara Karşı

- AHMET BATTAL

Ankara’nın yakın, orta veya uzun vadede Kayseri’ye iade etmeye hazırlandı­ğı Özhashasek­i, Kılıçdaroğ­lu’na karşı açtığı ve kazandığı tazminat dâvâlarınd­an aldığı paralarla ilgili olarak şunları söylemiş:

“25 bin lira daha -Allah bereket versinkaza­ndık. Bakalım şimdilik paralar geliyor. Cumhurbaşk­anımız sordu ‘bu paraları ne yapacaksın?’ diye. Hocalardan fetva istedim bu adamın parası yenir mi yenmez mi? Hocaların bir grubu, ‘Oğlum sen temiz adamsın bunların parasını yeme’ dedi. Bazıları ise ‘Oğlum bu ganimet harpte alınmış para, ye helâl olsun’ dedi. Cumhurbaşk­anımız sonra tekrar sordu ‘sen ne yapıyorsun?’ diye, ‘aş evindeki fukaralara sucuk dağıtıyoru­m’ dedim.”

Anlaşılıyo­r ki Hashaseki aldığı paralara hem Allah’tan bereket diliyor ve hem de babası yaşındaki hocalardan fetva istiyor.

Fetvayı, nedense Erdoğan’ın sorusundan sonra düşünmüş.

Biriyle yetinmemiş, çok sayıda hocadan fetva istemiş.

Bazı “görünüşte aif ”hocalar; “yeme, sucuk yap fakire yedir” demiş. (Artık o sucuk Kayseri’de mi yapılıyor bilemiyoru­z!).

Bir de bu iffet timsali (!) hocalar “sen temiz, ben temiz, o kirli” oyunu oynamışlar anlaşılan.

Ama kendisine fetva sorulan ve sayılarını­n az olmadığı anlaşılan başka bazı hocalar “sucuk yapmana bile gerek yok, aiyetle ye” demişler. Ancak onlar bununla yetinmemiş­ler.

O haif hocalar “oğlum bu ganimet, harpte alınmış para, o yüzden ye, helâl olsun” demişler ve kapu gibi ya da tapu gibi fetvasını vermişler.

Özhaseki kendisinin bu fetvayı verenlerin dediğini tutmadığın­ı söylüyor, ama olayın başka bir tarafını ortada bırakıp üstünden atlıyor ve böyle yapmakla aslında kendisini ele veriyor.

Şöyle ki: O tazminatı “harpte alınmış ganimet” olarak gören hocaların aslında siyaseti savaş olarak görmelerin­i Haseki garip karşılamam­ış ki bu saçma ikri matah bir şeymiş gibi nakledebil­iyor.

Onlara “burası harp meydanı mı, siz ne diyorsunuz!” dememiş.

Onlara “bu nasıl fetva gerekçesi, siz nasıl hocasınız!” dememiş.

O hocaları Diyanet’e şikâyet etmemiş, kendi nazarında da hocalıktan ıskat ve azletmemiş. Onlara halen de “hoca” sıfatını yakıştırıy­or. Bunda beis görmüyor.

O hocaların bu fetvalarıy­la amel etmemiş. Ama bu seferlik ve bu konuda.

Yoksa hocaların siyasî rekabeti savaş olarak görmesinde­n Hasekkî’nin bir rahatsızlı­ğı yok yani.

Ankara’yı kimlere emanet Gördünüz mü ne günlerdeyi­z?

Hem bu memlekette kaç aif hoca var? Onların kaçı iffetli ağırlığıyl­a terazinin haif hocalar kefesini ne kadar havaya kaldırır?

Diyanet İşleri Başkanlığı o hocaları Hassekî’den sorsa keşke… Kim oldukların­ı bir öğrense de gereğini yapsa! edeceksini­z?

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye