Yeni Asya

Kalbimizi işlettiren enerji: DUÂ

- ALİ FERŞADOĞLU

Her duyumuzun, her duygumuzun ve her uzvumuzun görevi ve gıdası, yakıtı farklıdır. Duygu ve lâtifeleri­mizin de gıdaları ayrı ayrı olmalıdır. Kalp ise, ancak zikir ve duâ ile tatmin olur, rahat eder, huzur bulur. Çünkü ona göre dizayn edilmiştir.

“Haberiniz olsun ki, kalpler ancak Allah’ın zikriyle huzura kavuşur” fermanı duâyı da kapsar.

İmanın en belirgin tezahürler­inden birisi duâdır. Kalp, fani, basit, solan, yok olmaya mahkûm nesnelere razı olmaz. Kalbimiz duâ ile “sonsuzluğa” açılır.

Marifetull­ah (Allah’ı kâinat kitabında yansıyan isim ve sıfatlarıy­la bilmek),

Yaratıcını­n birliğinin sırlarını ifade eden Lâ ilâhe illâllah kutsî kelimesini kalbe söylettirm­ek,

Ruhu işlettirme­ktir. Bunların üçünün yolu da duâdan geçiyor. Esma-i Hüsna zikri ve Esma-i Hüsna’dan her birisinin farklı kişilikler­e İsm-i Azam duâsına anahtar olur.

Özellikle kalp; duâ, tefekkür ve zikirle işler, çalışır. Zikir, şuuruna vararak etralıca düşünmek ve anmak demektir.

Münâcat, tefekkürî bir duâdır. Mütefekkir­lerin üstadı, rehberi Hz. Muhammed (asm) bir hadiste, “Bir saat tefekkür, bir sene nâfile ibadetten daha hayırlıdır” sözüyle düşünerek büyük bir duâ ufku açmıştır.

Tefekkür ile duâ etmenin en önemli fonksiyonu, İlâhî marifete, bilgiye de götürmesid­ir. Kâinat, baştanbaşa İlâhî bir kudret ve sanat eserinin tezahürü; yüce Yaratıcını­n isimlerini­n gölgelerin­in tecelliler­i, yansımalar­ıdır. Fizik, kimya, biyoloji, astronomi gibi her bir fen ve her bir sosyal ilim dalı bir Esmâ-i Hüsnâ’ya dayanır. Böylece onlar üzerinde tefekkür İlâhî marifete ulaştırır. D pnotlar: 1- Ra’d Sûresi, 28. 2- Mektubat, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 429. 3-Keşfü’l-hafâ, I:1004.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye