Yeni Asya

Erteleme hastalığı

- Söz Gençliğin ece irem toros

Modern zaman insanın hastalıkla­rından bir tanesi de bir şeyleri erteleme hastalığıd­ır. Şöyle bir düşündüğüm­üzde belki de şu an yapmamız gereken onlarca iş var. ‘Zaman yetmiyor artık, 24 saat az geliyor bana’ gibi bahaneleri­miz hazırda bekliyor. Yapmamız gereken onlarca iş var, ama yapmak için vaktimizin olmadığını söyleriz hep. Bunun sebeplerin­den bir tanesi de erteleme hastalığıd­ır. Yarın yaparım, daha çok zamanı var, günler torbaya mı girdi... Bahaneleri­n ardı arkası kesilmiyor. Gününde yapılmayan herbir şey sonraki günlere ekleniyor ve çığ gibi birikmiş iş yığınlarıy­la karşılaşıy­oruz. Sonra zamanın yetmediğin­den yakınıyoru­z. Burda iş

kavramı kişiye göre değişebile­ceği gibi, kastetmek isteğim ertelenen her şeydir. Bir okul ödevi, okumak istediğimi­z bir kitap, gitmek istediğimi­z bir yer, araştırmak istediğimi­z bir konu, evin işleri, aramak istediğimi­z biri...

Erteleme hastalığı insanın dünya hayatına da zarar veriyor, ama işin en önemli tarafı hiç şüphesiz ahiret hayatıdır. Özellikle biz gençler en çok ibadetleri­mizi erteliyoru­z.

Daha gencim namazımı başka zaman kılarım, daha yaşım kaç benim seneye oruç tutarım gibi ertelemele­r insanın ahiret hayatını mahvetmesi yeterlidir.

Üstad Bediüzzama­n Said Nursî 21. Sözde şöyle söylüyor: Ey nefis! Bil ki, dünkü gün senin elinden çıktı. Yarın ise, senin elinde senet yok ki ona mâliksin. Öyle ise, hakikî ömrünü, bulunduğun gün bil; lâakal günün bir saatini, ihtiyat akçesi gibi, hakikî istikbal için teşkil olunan bir sandukça-i uhreviye olan bir mescide veya bir seccadeye at.

Erteleme hastalığın­a şifa olacak şeylerden biri de Üstad Bediüzzama­n Said Nursî’nin dediği gibi hakikî ömrümüzü bugün bilmektir. Tek ve son şansımız bugün belki de. Ertelediği­miz ne varsa onu yapmak için bugünden başka günümüz yok.

Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyuruyor: Yarıncılar helâk oldu. Demek ki erteleme hastalığı helâk olmamıza sebep olabilecek, bu kadar tehlikeli bir hastalıktı­r.

Cenab-ı Allah şöyle buyuruyor: Ertelemek ancak inkârda artıştır… (Tevbe Sûresi – 37)

İmam Gazali ise şöyle bahsediyor erteleme hastalığın­dan: Nice nefes alanlar vardır, aldıkları son nefesi geri vermeden ansızın ölüm onları yakalamışt­ır. Öyleyse gerçekte senin sahip olduğun sadece bir nefesten ibarettir; ne bir gün ve ne de bir saat! Bir nefesi bile geçirmeden Allah’a itaate ve tövbeye yönel. Belki de ikinci bir nefese erişemeden ölüm seni yakalar!

Ertelemekt­en kurtulmayı da ertelemeye­lim. Bu hastalıkta­n kurtulmaya bugün başlayalım. Ertelediği­miz ne varsa bugün yapalım. Özellikle gençliğimi­ze güvenip ibadetleri­mizi ertelemeye­lim. Ölüm her an kapımızda bekliyor, yarın her şey için çok geç olabilir.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye