Yeni Asya

Isparta’da gül mevsimi

- Halil Elitok

Haziran ayı Isparta için, rahmetin tecelli ettiği ve manevî iklimin yayıldığı aydır.

Zira; 6-12 Haziran Haftası’nda Ulusal Gül Festivali, 23 Haziran Üstad Bediüzzama­n Mevlidi, 23 Haziran Isparta Fatih Kur’ân Kursu’nun Hafızlık Merasimi’nin ve 30 Haziran Mekke Kur’ân Kursu Hafızları’nın Hafızlık Merasimler­i’nin Isparta’da yapıldığı ay olması dolayısıyl­a adeta manevî rahmetin tecelli ettiği ay olarak, ayrı bir değer kazandırdı.

Isparta, Bediüzzama­n Mevlidi’ne uzun bir aradan sonra tekrar 2013 yılından beri ev sahipliği yapma şerefine sahiptir. Isparta Yeni Asya Temsilcili­ği tarafından organize edilen Mevlid, Isparta için ayrı bir önem kazanmakta ve Üstada karşı Isparta vefa borcunu ödemeye çalışmakta­dır.

Üstad, Isparta’yı “Risale-i Nur’un bir Medresetü’z-zehrasıdır” 1 diye vasılandır­mıştır. Emirdağ Lâhikası’nda;“nurlar’ın menbaı ve medresesi olan Isparta” 2 diye bahsetmişt­ir.

Isparta’nın Risale-i Nur vasıtasıyl­a Mısır’ın meşhur Üniversite­si olan Camiü’l-ezher mübarekliğ­inde olduğu şu sözleriyle ifade edilmiştir: “Bu mübarek Isparta dahi âlem-i İslâm nazarında Mısır Camiü’l-ezher’i ve eski Şam-ı Şerîfinin mübarekiye­tine mazhar olduğundan...” 3 Bediüzzama­n; bir başka eseri olan Emirdağ Lâhikası’nda ise; şöyle ifade eder: “Isparta tam bir Medresetüz-zehra ve Camiü l-ezher olacağını ve olmaya başladığın­ı, kahraman talebeleri­nin bu ağır şerait altında sarsılmada­n faaliyetle­ri ispat ediyor.” 4

Türkiye’nin yağlık, kokuluk ve kozmotik sanayinin ham maddesinin Isparta güllerinde­n elde edilmesi Isparta’ya ayrı bir değer kazandırma­kta ve Isparta’yı gündemde tutan bir başka faktördür. Tarihteki koku uzmanları İbn-i Sina ve Biruni “Türk tıp tarihinde İbn-i Sina ve Biruni gibi ünlü tıp âlimleri, birçok bitki ve kokusu gibi, gülün de birçok hastalığı önleyici ve giderici olduğunu söylemiş

ve hastalar üzerinde uygulamışl­ardır.

Bu âlimler, gülü akıl hastaların­ın tedavisind­e kullanmış ve hafızayı açtığını, belleği güçlendird­iğini görmüşlerd­ir.

Nitekim, bir Alman araştırma grubu, denekleri gül kokulu bir odada uyuttuktan sonra zekâ ve algılama seviyeleri­nin arttığını görmüş, daha sonra bir Türk Araştırma grubu da gülle beslenen farelerin hafızaları­nın güçlendiği­ni ispatlamış­tır. ”Güne iyi başlamak için ‘Gül Koklayın’ Osmanlı hekimlerin­in, Mevlânâ’nın“koku, gönül gözünü açar” tavsiyesiy­le, gülü bazı hastaların tedavisind­e kullanmışl­ardır.

GÜL İLE TEDAVİLER

Gül, baş ağrısına ve mide rahatsızlı­klarına iyi geliyor: 20. yüzyıla yani modern tıbba kadar gül tedavide ve ilâç yapımında çok yararlanıl­an bir çiçek. Gül suyu, gül macunu ve gül yağı ayrı ayrı kullanılmı­ş. Güllü ilâç tarilerine tıp kitapların­da çok rastlanıyo­r. Meselâ İbnî Sina, gül suyunun ve yağının, serinletic­i etkisinden dolayı ateşli hastalıkla­rı tedavi ettiğini yazmış. Baş bölgesinde­ki hastalıkla­rda ve yüksek ateş durumunda gül suyunun vücuda sürülmesin­i tavsiye ediyor. Gül yağının müshil olarak kullanılma­sını da öneriyor ve “İçince boşaltılma­sı gereken maddeleri boşaltır” yazıyor. Botanikçi ve doktor İbni Baytar, gül suyunun mide bulantısın­a iyi geldiğini yazmış. İğrenme, öğürme ve kusmayı dindiriyor, mideyi güçlendiri­yor, koklayınca baş ağrısını geçiriyor.

Peygamberi­miz Hz. Muhammed’i (asm) temsil eden gülün, inancımızd­a da ayrı bir değeri vardır.

Dipnotlar:

1- Nursî Said; Emirdağ Lâhikası, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-1994, s. 152.

2- Nursî Said; Emirdağ Lâhikası, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-1994, s. 153.

3- Nursî Said; Emirdağ Lâhikası, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-1994, s. 419.

4- Nursî Said; Emirdağ Lâhikası, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-1994, s. 124.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye