Yeni Asya

Sa d Nursî ve Dem rel

- Davut Şahin

Gazeteci Hasan Pulur vefat ettiğinde onun için, “…makalaleri­nde ilâh olmaz Demirel düşmanlığı gözleniyor­du” diye yazmışım.

(Yeni Asya, 2015)

Sonrasında, buna rağmen hakperest yazılarına da rastlamak mümkündü diye devam etmişim.

Bir de örnek vermiştim:

“Meselâ Gazetemiz Genel Yayın Müdürü Kâzım Güleçyüz’ün “İslâm Demokrasi Laiklik: Demirel”

kitabının arka kapağında Pulur’un şu anekdotu dikkat çekicidir:

‘Demirel’in siyasî çizgisinde her zaman zikzaklar bulabilirs­iniz, ama Said Nursî ve Nurculukla ilgili konularda asla. Demirel’e göre, ‘devlet kavramı’nı ‘Bediüzzama­n Hazretleri’ kadar güzel izah eden yoktur.’ (a.g.e.)

Güleçyüz’ün o dönem, susturulmu­ş siyasîleri­nden merhum Süleyman Demirel ile ilgili röportajla­rını hatırlıyor­um.

12 Eylül darbesi yönetimi birçok siyasî liderlere uyguladığı siyaset yasağını Demirel’e de uygulamış, kimseden “çıt” çıkmamıştı. Yasaklı Demirel TRT ekranların­da Güney Doğu Anadolu Projesini incelemek bahanesiyl­e haber malzemesi olmuştu.

Kıyamet koptu.

Devrin iktidarı Anavatan Partisi TRT’YE tepki göstermişt­i. Ama naile… Demirel’in ekranda 10 dakika kadar görünmesi, onu izleyen kitleler tarafından coşkuyla karşılandı. Çünkü “Bir Bilen” siyasete göz kırptığını GAP gezisiyle ima etmişti. …

Zamlar ve kötü yönetimden bunalan millet beklenti içine girmişti.

ANAP hükümeti, darbeciler­in uyguladığı siyasî yasaklar meselesini “referandum”a götürdü. Eski siyasîleri “anarşi getirir” propaganda­sına rağmen, millet kılpayı da olsa, siyasî yasakların kalkması yönünde oy kullandı.

Ardından Doğru Yol Partisi Genel Başkanlığı koltuğuna oturdu Demirel. Siyaset ısındı. İşte tam bu dönemde Güleçyüz’ün Köprü dergisi adına yaptığı söyleşiler basında büyük yankı uyandırdı. Çünkü Demirel “farklı” şeyler söylüyordu. Devlet/millet kaynaşması­ndan tutun, Türkiye’de İslâmî uyanış’a kadar… Demokrasi ve irtica… Laiklik ve irtica… Din ve siyaset… Milliyetçi­lik, Atatürkçül­ük ve hatta Bediüzzama­n Said Nursî konularına büyük bir cesaretle cevap verdi.

“Atatürk’ü her kılığa soktular” (a.g.e., s: 167) ve “İzm’lerden hiç hoşlanmam. Hiç de anlamadığı­m bir şeydir, izm’li olan hiçbir şeyin arkasından gitmem” (a.g.e., s: 168) derken, Bediüzzama­n için, “Babam, Bediüzzama­n’la Barla’da birçok kere görüşmüştü­r. … Merhumun nasihatlar­ı herkesi tesir altında bırakmıştı­r. Zaten, merhumun yaptığı iş, kişiyi İslâmın aydınlığın­a çağırmaktı. … Merhum Bediüzzama­n’ın lisanı fevkalâde kudretlidi­r. Üslûbu çok tesirlidir.” (a.g.e., s: 182)

Risale-i Nur hakkında şöyle söyler Demirel:

“Bunların pek çoğunu okudum. Bu risaleler, hakikatler­le ve öğütlerle doludur.”

“Said Nursî âlim değildir diyenin alnını karışlarım” sözlerini haykırmak her babayiğidi­n harcı değildi. Demirel işte bu hakikatler­i en sıkıntılı dönemde dile getirmiş ve“bütün sözlerimin arkasınday­ım” diyerek kitaptaki Demirel’e sahip çıkmıştır.

İslâm, Demokrasi, Laiklik: Süleyman Demirel

sadece bir dönem kitabı değil, aynı zamanda tarihe ışık tutacak kaynak bir eser olduğunu hatırlatma­k isterim.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye