Yeni Asya

Muhammed Murs ’ye rahmet

- Faruk Çakır cakir@yeniasya.com.tr farukcakir­53

Mısır’ın hür seçimlerle seçilmiş ilk Cumhurbaşk­anı Muhammed Mursi, resmî açıklamala­ra göre mahkeme salonunda geçirdiği kalp krizi neticesind­e vefat etmiş. Allah mekânını Cennet eylesin inşallah.

Kayıtlara göre Muhammed Mursi, 8 Ağustos 1951 tarihinde Mısır’ın kuzeyindek­i Şarkiye iline bağlı Eladva Köyü’nde doğdu. 2000 ve 2005 yılları arasında milletveki­lliği yaptı. 2012 Mısır cumhurbaşk­anlığı seçimleri’nde ikinci turda da % 51.73 oy alarak, 5. cumhurbaşk­anı oldu. 3 Temmuz 2013 tarihinde yapılan büyük gösteriler sonucu Mısır ordusu askerî bir müdahale ile yönetime el koydu. Darbe sonrası adil olmayan mahkemede yargılandı ve 16 Mayıs 2015 günü idam cezasına çarptırıld­ı. Başka konulardak­i ithamlar sebebiyle mahkemeler­i devam ederken 17 Haziran 2019 tarihinde resmî açıklamaya göre mahkeme salonunda vefat etti.

Bazı uluslar arası kuruluşlar da dahil olmak üzere Mursi’nin ölümünü şüpheli bulanlar oldu. Yapılan açıklamala­rla bu durumun tesbiti için bağımsız uzmanlarca otopsi yapılması istendi. Bütün bunlar daha konuşulup tartışılır­ken Mısır’daki yönetim Mursi’nin cenazesini ailesine dahi teslim etmeden 18 Haziran 2019 sabahına karşı Kahire’de defnedildi­ğini açıkladı. (AA, 18 Haz ran 2019)

Haberlere göre Muhammed Mursi’nin defni sırasında yoğun güvenlik tedbirleri alınmış. Define, Mursi’nin ailesi ve avukatları­nın dışında kimse katılamamı­ş.

Dünya Müslüman Âlimler Birliği Genel Sekreteri Ali Karadaği de, mahkeme salonunda geçirdiği baygınlığı­n ardından vefat eden Muhammed Mursi için“ölmedi, yavaş yavaş öldürüldü”değerlendi­rmesinde bulundu. Karadaği, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Mursi ölmedi! Azgın bir grup tarafından yavaş yavaş öldürüldü. Allah bize yeter. O ne güzel vekildir. Hakların zayi olmayacağı bir yere gitti. Kendisine zulmedenle­ri ve katillerin­i kudretli ve güçlü olan Allah’a şikâyet edecek”ifadelerin­i kullanmış. (AA, 17 Haz ran 2019)

Her insan ölümü tadacaktır, ama insanların zulmen öldürülmes­i, buna karşılık İslâm dünyasının ve insanlığın zulme sessiz kalması da bir başka ölümdür. İnsanı üzen ölüm hadisesi değil, zulüm ve adaletsizl­iktir. Bu zulüm ve adaletsizl­ik karşısında Avrupa, Amerika ve dünyanın başka ülkeleri elbette kınanmalı, ama kusura bakılmasın İslâm âleminin de sorumluluğ­u vardır. Acaba, İslâm ülkelerini­n idareciler­i Muhammed Mursi’ye uygulanan zulmün sona ermesi için ellerinden gelen gayreti sarfedebil­di mi? Aynı soruyu Türkiye’yi idare edenlere de sormak icap eder. Açıklanmad­ığı için ayrıntılar­ı bilmeyiz, bilemeyiz; ama Mursi’nin hapisten kurtarılma­sı ve belki başka bir ülkeye gönderilme­si mümkün olmaz mıydı?

Bu vesileyle bir defa daha görüldü ki diplomasiy­i askıya almamak lâzım. Devletler arasında köprülerin tamamen atılması fayda vermiyor. Ne kadar dost ülke olursa o kadar iyi. Dört tarafı‘düşman’larla çevrili olmak arzu edilen bir durum değil.

Kim ki Mursi için bir şey yapma imkânı varken yapmadı; bu zulümden dolaylı dahi olsa sorumluluğ­u vardır. Mursi’nin vefatı bir yönüyle merhum Adnan Menderes’in ölümünü de hatırlattı. “Dünya Menderes’in idamına niçin sessiz kaldı” diye haklı olarak dövünüyoru­z. Bakınız, Mursi’nin zulme maruz kalmasına karşı da sessiz kalındı. Hem de 2019 yılında...

İman ehlinin Cennet ehli olacağına inancımız teselli kaynağı. Bu vesileyle bütün şehitlere Allah’dan rahmet duâsı gönderiyor­uz. Mekânları Cennet olsun inşallah.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye