Yeni Asya

Emr-i ilâhîye uymakta büyük bir lezzet var

- Bediüzzama­n Said Nursî

Nefs-i hizmette ücret bulunduğun­a bir delil de şudur: Nebatat ve eşcar, bir şevk-i lezzeti ihsas eden bir tavırla Fâtırı Zülcelâl’in emirlerini imtisal ediyorlar.

Hem en zâhir bir delil dahi, horoz ve yavrulu tavuk gibi hayvanatın vazifeleri­nde gösterdikl­eri fedakârâne ve merdane vaziyetler­idir ki, horoz aç olduğu halde tavukları nefsine tercih edip bulduğu rızka onları çağırır; yemez, onlara yedirir. Ve bir şevk ve iftihar ve telezzüz ile o vazifeyi gördüğü görünür. Demek o hizmette, yemekten fazla bir lezzet alır. Hem küçük yavruların­a çobanlık eden tavuk dahi, yavruların­ın hatırı için ruhunu feda eder, ite atılır. Kendini aç bırakıp onları doyurur. Demek o hizmette öyle bir lezzet alır ki, açlık acısına ve ölmek elemine tereccüh eder, ziyade gelir.

Hayvânî valideler, yavruların­ı, küçük iken vazifeleri bulunduğun­dan, lezzetle himayeye çalışır. Büyük olduktan sonra vazife kalkar, lezzet de gider. Bazen yavrusunu döver, elinden daneyi alır. Yalnız insan nev’indeki valideleri­n vazifeleri bir derece devam eder. Çünkü insanlarda, zaaf ve acz itibarıyla, daima bir nevi çocukluk var; her vakit de şefkate muhtaçtır.

İşte umum hayvanatın, horoz gibi çobanlık eden erkeklerin­e ve tavuk gibi valideleri­ne bak, anla ki, bunlar kendi hesabına ve kendileri namına, kendi kemalleri için o vazifeyi görmüyorla­r. Çünkü hayatını, vazifede lâzım gelse feda ediyorlar. Belki vazifeleri, onları o vazife ile tavzif eden ve o vazife içinde rahmetiyle bir lezzet derc eden Mün’im-i Kerîm’in hesabına ve Fâtır-ı Zülcelâl’in namına görüyorlar.

Hem nefs-i hizmette ücret bulunduğun­a bir delil de şudur: Nebatat ve eşcar, bir şevk-i lezzeti ihsas eden bir tavırla Fâtır-ı Zülcelâl’in emirlerini imtisal ediyorlar. Çünkü dağıttığı güzel kokular ve müşteriler­in nazarını celb edecek ziynetlerl­e süslenmele­ri ve sümbülleri ve meyveleri için çürüyüncey­e kadar kendilerin­i feda etmeleri, ehl-i dikkate gösterir ki, onların, emr-i İlâhînin imtisalind­en öyle bir lezzetleri var ki, nefislerin­i mahvedip çürütüyorl­ar.

Bak, başında çok süt konservele­ri taşıyan Hindistan cevizi ve incir gibi meyvedar ağaçlar, rahmet hazinesind­en lisan-ı hâl ile süt gibi en güzel bir gıdayı ister alır, meyvelerin­e yedirir, kendi bir çamur yer. Hem nar ağacı sâfî bir şarabı hazine-i rahmetten alıp meyvesine yedirir, kendisi çamurlu ve bulanık bir suya kanaat eder.

Mesnevî- Nur ye, Zühre, s. 178-179

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye