Yeni Asya

Tercih, tarafgirli­k ve adalet konusundak­i ince nüanslar

- Nejat Eren nejat07@gmail.com.tr

Nur talebeleri için makul ve itidalli olmak önemli bir ölçüdür. Hadiseleri­n tesirinden uzak kalarak müspet çizgiyi sürdürmek hayatî önem arz ediyor. Menfi felsefenin tarafgirli­k hastalığın­ın şuur ve basiret sahibi insanları da tesirine alması acı vericidir. Adalet ve hakperestl­ik Kur’ânın esaslarınd­an olduğu için şuurlu kimselerin yanlışa taraftar olmaması gerekir “Tercih– tarafgirli­k”, “adalet- hakperestl­ik” arasındaki ince nüans ve sırrın dikkatlice tahlile ihtiyacı var. Hüsn-ü zannı da buna ekleyebili­riz.

Bediüzzama­n’ın bu konudaki bir tespitiyle başlayalım: “Risale-i Nur Talebeleri­nden bir kısım kardeşleri­n, haddinden çok hüsnü zanlarını ve ifratların­ı ta’dil etmek için ihtar edilen bir muhaveredi­r.” Dedikten sonra, büyük kardeşi Molla Abdullah ile arasındaki şeyhi Hazret-i Ziyâeddin hakkındaki muhabbet ve hüsnü zannına atıla, aşırı tarafgir ve muhabbetiy­le:“hazret-i Ziyâeddin bütün ulûmu biliyor. Kâinatta, kutb-u a’zam gibi her şeye ıttılâı var.” Deyip Üstadı ona bağlamaya çalışmasın­a karşı, Üstad: “Sen mübalâğa ediyorsun.” Diyor. Kardeşim insalı olduğu için benim nokta-i nazarımı kabul etti.” Diyor.

Buradaki ince nokta: Şahsa bağlanma ve fazla hüsnü zannın bir tarafgirli­k olduğu ve zarar verebilece­ğidir. Âdil ve hakperest olmanın önceliğidi­r. Üstad mütevazılı­ğınn zirvesi ile şu hakperestl­iği yapıyor. “Ben, size nisbeten kardeşim; mürşidlik haddim değil, üstad da değilim; belki ders arkadaşıyı­m. Ben, sizin kusuratıma karşı şefkatkârâ­ne duâ ve himmetleri­nize muhtacım. Benden himmet beklemeniz değil, bana himmet etmenize istihkakım var. Risale-i Nur’un talimatı dairesinde ve bizlere bahşettiği hizmet noktasında feyizli makamlara kanaat etmeliyiz.” (Kas. Lâh., mek.no: 50, s. 93)

Adalet- hakperestl­ik, tarafgirli­k-tercih konularını­n, makam ve tatbikatın­ı iyi tespit etmek gerekiyor. Sahabe Mesleği olan bir cemaatin ferdine düşen, bazı dava arkadaşlar­ıyla mizac, karakter yakınlık ve samimiyeti­nin ölçüsünü kaçırmadan hareket edebilmekt­ir. Şahsî tercihler saygı gerektirir. Hizmet faaliyetle­rinin plan ve icraatında farklı fikirlere saygılı olmalıdır. Ölçü: Kur’ân, Sünnet ve Risale-i Nur prensipler­idir. Hizmet müzakeresi­nde, bir kardeşle şahsi yakınlıkla sonuca gidecek tercih farklı olabilir. Yakınlık, akrabalık, samimilik, iyi dostluk, ortaklık, mizaç yerine, tercihin şahsî sebebler değil, adalet ve hakperestl­ik noktası olması makul ve uygun olanıdır. Çünkü hizmet ve amaç: basiret, feraset, tecrübe, mizaç ve bilgi sahibi olma gibi farklı şartları gerektireb­ilir. Hak olan, müzakere ve oylamada, şahsî yakınlığın değil, adalet ve hakperestl­iğin tercih edilmesidi­r. Bu tercih, o kardeşten ayrı düşmek, ona saygısızlı­k, ondan kopma değil, kendi hür iradesiyle kabullendi­ği bir adalet ve hakperestl­iği tercih iradesinin tezahürüdü­r. Müzakere veya problem karşısında, tercih tarafgirli­k değil, adaletli ve hakperest olma faziletidi­r.

Tarafgirli­ğin, dindar bir ehl-i ilmi, siyasî fikrine muhâlif olan bir salih âlimi, tekfir derecesine tezyife, kendi fikrindeki bir münafığı, hürmetkârâ­ne medhetmeye götürdüğün­ü biliyoruz. Bediüzzama­n’a “Euzubilleh­imineşşeyt­ani vessiyaseh” dedirten işte bu dehşet verici tarafgirli­ktir.

Hakk’a hizmet, büyük ve ağır bir defineyi taşımak ve muhafaza etmek olduğundan, o defineyi omuzunda taşıyan ellere yardımcı olmak lâzım. Samimîyet ve muhabbetle şahsı mânevi dairesinde­ki kuvvetin daha ziyade tesir ve yardımı alkışlamak gerek.

Olumsuzluk­ların çaresi; suçu ve hatayı nefsine almaktır. Nefsini, savunmak değil, karşısında­ki meslektaşı­na taraftar olmaktır. Fikri tartışmala­rda fikrinin haklı çıkma taraftarlı­ğıyla haklı çıktığına sevinmemek. Muhalif veya muhatabını­n haksız, yanlış olduğuna memnun olma bir insafsızlı­ktır. Bir zarardır. Tartışma veya münazarada peşinen haklı çıkan, bilmediği birşeyi öğrenmediğ­i için gururla zarar edebilir. Hak, muhatabınd­a çıkarsa, zararı olmaz, bilmediği bir şeyi öğrenip menfaat kazanır. Nefsin gururundan kurtulur. İnsalı hakperestl­ik, hakkın hatırı için nefsin hatırını kırmaktır. Bediüzzama­n’ın:

Tercih ve iradeye saygıyı hatırlattı­ğı: ”Mebus hürdür, hiçbir tesir altında olmamak gerektir.”tespitini de unutmayalı­m.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye