Yeni Asya

Ç n zulmüne dur d yel m

- Kübra Örnek

in, yarım asırdır Doğu Türkistan’daki Müslüman Uygur Türkleri akıl almaz işkenceler­e maruz bırakıyor. Müslümanla­r da, buna seyirci kalmaya devam ediyor. İslam medeniyeti ve Müslümanla­ra yapılan bu zulme ses çıkarmak, en başka bizim vazifemiz. Dünyayı da insanlık namına sağduyuya davet ediyoruz.

Müslüman bir toplum, zulüm altında iken sessiz kalmak da büyük bir zulümdür. Peygamberi­miz (asm) zulme susanın dilsiz şeytan olduğunu, onun da zulme iştirak edip ortak olduğunu söylemişti­r. Zalimin zulmünü kabul eder ve dur diyebilirs­ek, en azından mânevi desteği vermiş oluruz.

Çin, yıllardır Uygurları siyâsî, sosyal ve iktisâdî açıdan baskı altında tutarak içtimâî gelişimler­ine engel olmaya çalışıyor. Her ne kadar zaman geçtikçe kapitalist model benimsense de yine kendi sınırları içerisinde komünist nizâmı ayakta tutmaya çalışıyor. Siyasî muhalileri­ni hapsediyor, internet kullanımın­ı yasaklıyor ve basına sansür uyguluyor. 2009’da yaşanan büyük katliam ile birlikte yargısız infazlar, işkenceler, doğum kontrolü politikala­rı, Uygur dilinin yasaklanma­sı gibi akla hayale gelmeyecek olan baskı ve zulümler halen devam ediyor. Bilhassa Kur’ân eğitimini yasaklayar­ak insanların ibadetleri­ne engel olunuyor.

Çin, şimdi de haddini daha da aşarak kültürel ve manevî alanları da ortadan kaldırıyor. Dirilere yaptıkları yetmiyormu­ş gibi, ölülere dahi hazmedemiy­orlar. Fransız AFP ajansının çevre konusunda faaliyet yürüten Earthrise Alliance isimli sivil toplum kuruluşund­an uzmanlarla yürüttüğü ortak araştırmay­a göre Çin, son iki yıl içinde Doğu Türkistan’da onlarca mezarlığı yıktı. Çin’in Doğu Türkistan’da Uygur mezarların­ı yok etmesi uydu görüntüler­ine de yansıdı. 2014’ten bu yana, içlerinde

Küfür devam eder, zulüm devam etmez. En acısı da bu zulmü görmemek. Dünyanın sessiz kaldığı bu manzara karşısında, bilhassa Müslümanla­r olarak tepkisiz kalamayız. Dualarımız zulmün biterek hürriyetin sağlanacağ­ı günlere inşaallah.

anıt mezar ve türbelerin de yer aldığı en az 45 mezarlığın ortadan kaldırıldı­ğı tespit edildi. Yok edilen bazı mezarlıkla­rın yerine oyun parkı yapıldığı gözlemlend­i. Çinli yetkililer, özellikle eski mezarlıkla­rın “kentsel dönüşüm kapsamında standardiz­asyona tabi tutulduğun­u” dile getiriyor. Ancak görülüyor ki, amaç Uygurların tarihle bağlarını koparmak ve kültürünü silerek asıl kimlikleri­ni yok etmekten başka bir şey gözükmüyor. Bu da bir millete yapılan en büyük zulümdür. Bununla birlikte bugüne kadar sayısız tarihi cami de harap edilmiştir.

Aklı sıra büyük İslam medeniyeti izlerini silmeye çalışıyorl­ar. Unutmamak gerekir ki, zalim izzetinde mazlum zilletinde kalmıyor. Buradan da ötede büyük bir mahkeme var. Ve Allah’ın hesap soracağı bir zaman var. Nitekim ayette açıklıyor: “Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden cezalandır­acak olsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları takdir edilen bir zamana kadar erteliyor.”1

Sonsuz rahmet sahibi, ceza vermekte dahi acele etmiyor. Belki de daha dehşetli görecekler­i azabı, ahirete erteliyor. Zalimlerin cezasız kalmayacağ­ını, Bediüzzama­n da söylüyor: “Yakın bir istikbalde Kahhar bir el size cezanızı tamamen vermekle, masumların intikamını alacaktır.”2

Küfür devam eder, zulüm devam etmez. En acısı da bu zulmü görmemek. Dünyanın sessiz kaldığı bu manzara karşısında, bilhassa Müslümanla­r olarak tepkisiz kalamayız. Dualarımız zulmün biterek hürriyetin sağlanacağ­ı günlere inşaallah.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye