Yeni Asya

Kâinatın anahtarı, insanın elindedir

- Bediüzzama­n Said Nursî

Âlemin kapıları açık ise de, manen kapalıdır. Cenab-ı Hak bütün o kapıları ve kenz-i mahfîyi açan ene namında bir mitahı insanın eline vermiştir.

Kİ’lem Eyyühe’l-aziz! âinatın miftahı, anahtarı insanın elindedir. Âlemin kapıları açık ise de, manen kapalıdır. Cenab-ı Hak bütün o kapıları ve kenz-i mahfîyi açan ene namında bir miftahı insanın eline vermiştir. Fakat ene de kapısı kapalı bir bilmecedir; bunun kapısı açılıyorsa, kâinatın da kapıları açılıyor.

Evet, Cenab-ı Hak insana bir benlik, bir nevi hürriyet vermiştir ki; Cenab-ı Hakk’ın rububiyeti­ne ait evsafı bilmek için, mevhum farazî bir vâhid-i kıyasî yapsın.

Mahiyet-i beşerde pek ince bir ip, insanın vücudunda şuurlu bir kıl, şahsın kitabında bir elif kıymetinde ve miktarında olan enenin iki vechi vardır: Biri, hayra bakar. Bu vecihle yalnız kàbil-i feyizdir, fâil değildir. Diğer vechi ise şerre bakar. Bu vecihle kendisini fâil bilir. Enenin mahiyeti mevhumedir, rububiyeti hayalîdir, vücudu bir şeye hâmil olamaz. Ancak mîzânü’l-hararet gibi, Vâcibü’l-vücud’un rububiyeti­ne ait sıfât-ı mutlaka-i muhitayı bilmek için bir mizan vazifesini görüyor.

Eğer insan, benliğine mizan nazarıyla bakarsa, kâinattan zihnine akıp gelen âfâkî malûmatı kendi malûmatıyl­a, tasarrufat ve sıfât-ı İlâhiyeyi de kendi sıfâtıyla tasdik eder; yine merciine iade eder ve bu sayede “Kad elaha men zekkâhâ” [Nefsini günahlarda­n arındıran kimse kurtuluşa ermiştir. (Şems Sûresi: 9.)]’daki “men” [kimse] şümulüne dâhil olarak, bihakkın emaneti îfâ etmiş olur. Fakat kendisine müstakil nazarıyla bakmakla, kendisini mâlik itikad ederse, ”Ve kad hâbe men dessâhâ”nın [Nefsini günaha daldıran kimse de hüsrana düşmüştür. (Şems Sûresi: 10.)] şümulüne dâhil olmakla, emanette hıyanet etmiş olur. Zira, semavat ve arzın hamlinden korkarak imtina ettikleri cihet, enenin bu cihetidir. Çünkü dalâletler, şirkler, şerler bu cihetten doğarlar. Eğer vaktiyle o enenin şiddetli bir terbiye ile başı kırılmaz ise büyür, insanın vücudunu yutar. Eğer milletin de enaniyeti inzimam ederse, Sâni’in emrine karşı mübarezeye çıkar, tam manasıyla bir şeytan olur. Sonra, halkı da kendisine kıyas eder, esbabı da o kıyasa dâhil eder, büyük bir şirke düşer–eliyazübil­lâh.

Mesnevî-i Nuriye, Şemme, s. 218

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye