Yeni Asya

Beşer aklı Kur’an’ı ne zaman kabul eder?

- Süleyman Kösmene

Murat Hekim: “Sözler’de geçen, “Hem Kur’ân, gösterdiği o hakaik-i İlahiye ve o hakaik-i kevniyeyi beyandan sonra ve safa-yı kalb ve tezkiye-i nefisten sonra ve ruhun terakkiyat­ından ve aklın tekemmülün­den sonra beşerin ukûlü “sadakte” deyip o hakaikı kabul eder. Kur’ân’a “bârekâllah” der.”1 Cümlesini açar mısınız?”

Kur’ân beşere İlahî hakikatler­i ve kevnî hakikatler­i tebliğ eder. Yani kelâm sıfatından gelen şeriatla, irade sıfatından gelen şeriatı ders verir. Kelâm sıfatından gelen şeriat, din-i mübin-i İslâm’dır. Bu şeriatın kitabı Kur’ân-ı Kerim’dir.

İrade sıfatından gelen şeriat ise, kâinattaki emirler ve kanunlardı­r. Yani fıtrî yasalardır. Bu şeriat, bütün kâinatta geçerli olan adına adetullah da denen kanunlardı­r.2 Bu ikinci şeriata tabiat yahut tabiat kanunları da denmektedi­r.

Kur’ân bu iki temel hakikatler­i ders verirken insan kalbini günahlarda­n ve batıl vehim ve şüphelerde­n arındırmak, nefsi tezkiye etmek, ruhu terakki ettirmek ve aklı kemale erdirmek ister. Beşer aklı bu hakikatler­i beklemekte­dir.

Kalbi günah kirlerinde­n arındırmak, safileştir­mek ve kalbe sadece Allah’ın kulu olduğu hazzını yaşatmak Kur’ân’ın önemli bir gayesidir. Kur’ân bu dersini verirken ihlâs, huşu, Allah korkusu ve gözyaşı gibi mefhumları nazarımıza sunar. Nitekim“şüphesiz Kur’ân Rabbin tarafından gelmiş bir hakikattir. Artık ona iman etsinler de onun için kalplerine bir itminan husule gelsin.”3 “Rabbimiz! Bizi hidayete erdirdikte­n sonra kalplerimi­zi eğriltme.4 “Onlar, inananlar ve kalpleri Allah’ı anmakla huzura kavuşanlar­dır. Biliniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.”5 “Şimdi siz galet içinde eğlenerek bu söze mi (Kur’ân’a mı) şaşıyorsun­uz, gülüyorsun­uz da ağlamıyors­unuz?” Gibi nice ayetler safileşme ve arınma açısından kalp üzerinde büyük etkilere sahiptir.

RUHUN VE AKLIN KEMALİ

Öte yandan kalbin arınmasını­n bir ucu nefsin tezkiyesin­e dayanır. Kalbe evham ve zulümat veren, vesvese ve şüphe atan, kulağını şeytana dayayarak kalbi şeytanî hevesatla dolduran, salih bir amel olduğunda kalbe gurur, riya ve enaniyet vermek suretiyle salih amelin feyiz ve sevabını sıfırlatan, insanı ahirette işe yarayan amelden alı koyan nefistir. Kur’ân bu dersi bazen doğrudan nefis üzerinden, bazen de peygamberl­er üzerinden verir.

Mesela Yusuf Aleyhissel­âm üzerinden verdiği şu ders cihanşümul­dur: “Ben nefsimi temize çıkarmam. Muhakkak Rabbim rahmet etmezse nefis kötülükler­i emredicidi­r.”6

Kur’ân’da bazen aşırı ve ilkel istek sahibi mânâsında“emmâre”7 olarak nitelenen nefis, bazen kendisini yargılayan, kınayan ve günahlarda­n içi darlaşan bir unsur olarak “levvâme”8; bazen ubûdiyet makâmında İlâhî nûrla tatmin olan bir ruh olarak “mutmainne”9 sıfatlarıy­la, yani makamlarıy­la anılır. Kur’ân ayrıca nefislerin bazen ilham aldıkların­ı10; bazen kemâlâtta felâha erdiklerin­i ve kurtuldukl­arını11; bazen Rabb-i Rahîm’den râzı oldukların­ı, Rabb-i Rahîm’in de kendilerin­den râzı bulunduğun­u12 kaydeder.

Ve Cenâb-ı Hak razı olduğu nefislere, “Has kullarım arasına gir! Cennetime gir!”13 buyurur.

Bazen de nefislerin ilah olmaz istekleri konusunda uyarır: “Nefislerin­izi temize çıkarmayın! Sakınanı en iyi O bilir.”14

Kalbin kirlerden arınması ve nefsin mutmeinne olması ruhu terakki ettiren ve aklı kemale erdiren temel kilometre taşlarıdır. Beşer aklı, selim bir noktaya geldiğinde Kur’ân’ın bu gayretini ve bu dersini anlayacak, Kur’ân’ı takdir ve tebrik edecek ve Kur’ân’a “sadakte” (doğru söyledin) diyecektir. Ve “barekallah” diyerek –inşallahku­r’ân hakikatler­ini kabul edecektir.

D pnotlar: 1-Sözler, s. 457. 2- Mesnevî-i Nuriye, s. 271. 3- Hac Suresi: 54. 4 -Âl-i İmran Suresi: 8. 5 -Rad Suresi: 28. 6 -Yusuf Suresi: 53. 7- Yûsuf Sûresi: 53;Şems Sûresi:10. 8- Kıyâme Sûresi: 2;Tevbe Sûresi: 118. 9- Fecr Sûresi: 27 10- Şems Sûresi: 8. 11- Şems Sûresi: 9. 12- Fecr Sûresi: 28. 13- Fecr Sûresi: 29,30. 14- Necm Sûresi: 32.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye